Özgül ağırlığı, sadakat aşkın
Vuslata uzanan bir adı olsun
Bir visale doğru Allah'a yakın
Kevser'den damlayan bir tadı olsun.
Arkandan konuşan duyup yanılsın
Karşı dağın yamacı Berlin yolu
Yol boyu geçip giden araba dolu
Özlerim seni ben, her araba uğultusunda
Elim yüzümde, penceremde
Belki sabah belki akşam, hem gün ortasında
Özlerim seni ben.
Özlerim seni ben
Çölde su gibi
bir ölüm uykusu gibi
her hesabın doğrusu gibi
Özlerim seni ben.
Öyle bakma, efkârlı aynalara !
Gülüşünde gül tükendi sevdiğim
İçimde sancıyan bir saklı yara
Her ahımda dil tükendi sevdiğim.
Mevsimlere düştü ahı hicranın
Eda sız, vedasız süzülen eyyam
Sessiz sessiz gelip geçer sevdiğim
Her gün kana batan akşam güneşi
Yüreğimi ezip geçer sevdiğim.
Gözlerimde tüten o meftun diyar
Bir seni sevdiğim, bu asi gönlüm
Dudak ihfası'yla anar da gider
Çöker yüreğime akşam güneşi
İçimde erirde yanar da gider.
Bülbül feryad eder bir kuru dalda
Kara kış ortasında bıraktın beni yâr
Bahar geçti, gündemimden yaz düştü
Yüreğinde belli sarp dağların var
Nasib-i vefadan sana az düştü.
Bana sevdanın en pütürlü yolları
sonunda bir hüzün bir çıkmaz düştü...
Hep seni bekledim seher vaktinde
Belki zulmet belki nursun sevdiğim
Şu kurban olduğum kudret kalemi
Saatini bize kursun sevdiğim.
Rahmetiyle eser asi bir rüzgar
Ne zamandan beri sevdim seni yâr
Yıllar bile akıp geçti sevdiğim
Karardı bulutlar, gökte yağmur var
Bir şimşekti çakıp geçti sevdiğim.
İçimde aydınlık, sende mi güneş?
Bir zerdali çiçeği kokusunda
zamana direndim
yaralı bulutlar kayıp gitti gözümden
tükenmezliğin pençesinde tükendim
gecelere yükledim ay ışığını
Bilerek içtim sevda denilen zehri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!