Üşüsem, istemem ateşi, narı
Duman gibi içime dolan gelsin
Gülüşüyle eritip karlı dağları
Gönlümde gül misali olan gelsin.
Saklım da kanıyor bir eski yara
Güneş bulanık doğar
Hasretin beni boğar
Senin yüzünden yağar
Saçlarıma kar yarim.
Gülüşleri ar yarim
Hangi dağın kar çiçeği sen idin
Yüreğimde bir gül bitti sevdiğim
Batında can zahirim de ten idin
Ay dolanıp geçip gitti sevdiğim.
Ben uzakta hasretinle yaşarken
Gül koynuna düşen hasretim
Dünyadaki varlığım, ahretim.
Sevdanın verdiği hazla yaşarım
Yüreğine dokunduğum nazla yaşarım
Dokunsan yüreğime fazla yaşarım
Senin gözlerin başka
Senin sözlerin başka
Beni dipsiz bir aşka
İter senin gözlerin.
Bahar zamanı gibi
Akşam üstü kapansa da kapılar
Besmeleyle başlar duamız bizim
Şafağın ardında başka şafak var
Tek vatan Türkiye sevdamız bizim.
Ey şanlı mazim, aziz ecdadım!
Artık vakit çok geç kapat gözlerini
Kopardı zaman kırdı zincirlerini
Topla artık tası tarağı, keşke’lerini
Gölgeler uzamış gün aşmak üzeredir.
Serçelerde gitti, kanaryalarda
Ve Sen!
Ve Sen, bu sevda yolunda;
Susadıkça içmeye mecbur kaldığım,
mataramda ki tuzlu suyum...
Dönüşüm yok biliyorum, ben buyum.
Seninle içimde bir sancı başlar
Elimde değil ki gözümde yaşlar
İstemem kimseden ipek kumaşlar
Senin bir hasırın ser olsun yeter.!
Senmi aşktın yoksa aşkmı sendin?
Çakalların uluduğu yokuşlarda ben varım
Gâh ovalarda rüzgâr, gâh dağlarda karım
Dualarımı bırakmam eğreti bırakmam yarım
Ne yıldım, ne bıktım; hâla taze umutlarım.
Taze yağmurlar altında ıslanan bir benim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!