Sabah sabah kavurur bir iç haykırış yüreğimi
Nehirler sessizce inler senden uzakta
Üşür yalnızlığım içimin kuytularında
Dağlar sessizce dinler senden uzakta.
Gün yakar gün öper safi gözlerimden
Semaya baktım da bir gri perde
bu hicran yarası düşürdü derde
baharı titreten gülüşün nerde?
cemreler düşüyor kışa sevdiğim.
Selamsız sabahsız diller firari
Bir sevda türküsü düşer dilime
hürmet eder her kelime
kalemi aldığımda elime
sen düşersin aklıma.
Elimi koydum da şöyle yüzüme
Bir hüzünle gelip geçti seneler
Bir ziyandı uyku girmez gözüme
Genç ömrümü delip geçti seneler.
Kelimeler mahkum fani dünyaya
Sen gidiyorsun ya!
şehirler yürüyor ardından
nehirler akıyor ardından
sen gidiyorsun ya
kopuyor ardından dağlar
peşinden bulutlar ağlar
Ben sırrına eremedim sevdanın
Vuslat desem az görünür sevdiğim.
Beni mahkûm eden sevda yolları
Belki sana toz görünür sevdiğim.
Şekerin olsaydım, ılık çayında
İbretle bak gönül, mat aynalara!
Gülümseyen dudağına zar düşer
Heybetiyle gölgelenmiş dağlara
Tipi düşer, boran düşer kar düşer.
Yâr uğruna, dile düşen sitemde
Nasip olsa; elin değse, bir ara!
Sadrım da harlanan nara sevdiğim
Merhemi, ilacı bulunmaz yara
Bir başka değişik sara sevdiğim.
Öyle hasretim ki bir dem sözüne
Seni hatırlayınca gurbet düşer aklıma
Kapımı hatıralar vurur sevdiğim
Bir yaralı serçe sığınır saklıma
Dağlar yüreğimi kavurur sevdiğim.
O yaban ellere garip göçüm de
Sevdasıyla için için dolduğum
Her zerrede hakikati bulduğum
Sen ey Rabbim her dem kurban olduğum!
Her hücrede bin hikmetin var senin.
Vasıtasız tüm her şeyi görürsün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!