Edepten hayadan sis perdesini
Üstüne indirir benim dağlarım
Ferhat'ın, Şirin'in feryat sesini
İçinde sindirir benim dağlarım.
Beni şair yapan,
Bir Isparta gülüydü
Bir göl kenarının sümbülüydü.
Gurbet elde ona meftun olmuştum
Kayıp ruhumu onda bulmuştum
Sevmekte kaderdir, bil ki ben seni
Bir ucu yanık yollarda sevmiştim.
Ah sevda çiçeğim, mehlikam seni!
Köy kokulu bir baharda sevmiştim.
Hatırla ki gece yağmur yağarken
Ben seni böylemi sevmiştim ey yâr!
Ne oldu da şimdi el oldun gülüm
Muhannet rüzgâra kapılıp gittin
Mevsimsiz bir asi yel oldun gülüm.
Beni diyardan diyara götürdün
Ben seni ölüme inat sevdim
açarak yüreğimin yelkenlerini
tam kırk kanat sevdim
ölüme inat sevdim.
Çaresizlik öperken alın yazımı
vuslata saldım içimdeki sızımı
Hiç bir aşk olmaz ki cefasız
Ben seni sevmedim ki vefasız.
Sayfalar dolusu şiir yazardım
uzaklardan nazardım
eski bir yara gibi azardım
sana şiirler yazardım
Bir adın vardı senin
Yaz yağmuru gibi ılık
Bazen bir ömür, bazen bir şarkılık.
Mevsimleri yüreğime düğümlerdi tebessümün
Bir ırmak misaliydi o ılık sesin
Bazen üstümde ılık bir yağmur,
Bilemezsin bulut yokken yağmur ne?
Onu sen sor, yüreğime sevdiğim
Bir ateş ki iner daha derine
Düştü bir kor, yüreğime sevdiğim.
Sevda dedim; iki dağın arası
O kadar yüksekte sanma kendini
Sarp dağları duman bürür bilesin
Sakin sular yakar yıkar bendini
İtler ürür, kervan yürür bilesin.
Kem göz ile sakın eyleme nazar
bir dua gibiydi seni sevmek
belki ravzaya düşen bir yağmur
nur dağında duyulan ayak sesi misali
bir yudum zemzem gibiydi seni sevmek
ya da Kabenin üstünde uçuşan
güvercinlerin kanat çırpışı gibiydi seni sevmek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!