Sessiz bir kavga değildi bizim kavgamız;
Bin bir umut ve emeğin
Yeniden zaferle kucaklaşmasıydı.
Yılları içmiştik, birlikte yılları…
Yalnız değildik hiçbir zaman,
Yaralarımız, kanımıza ihanet kokusu vermemişti.
Sıcak bir çaya hasret dudaklarım.
Tadı kalmamış sigaramın dumanını üflerken...
Uzak dağlarda sevgi hışırtısıyla uyanırdım.
Gençliğimin hatasını ödüyordu, anılar ve yıllar...
Özlediğim yüzler hep aynı...
Uzanan ellerin sıcaklığı alıyordu beni
Suskun bir yüreğe sığdıramadığım çığlıklarım suskun.
Kesik başlı duygularım iki kelimeye boyun bükmüş.
Gördü de ne oldu sanki bir gözü gözlerim!
Çığırından çıkmış hüzünler kesik kesik içimi yontuyor.
Sevildin de ne oldu doğum sancısı çeken kadının nerde?
Bırak bırak döküleyim toprağın bedenine.
179. NOLU ODA
Güneşe çapraz bir pencere
Yumuşak yastığın yüzlerce yüzü
Ve inatçı ziyaretçiler akını
İç içe geçmiş duygularımla
AR Û DÛ
Ar ji bûna dû dilê xwe şewitand,
Germ bû wekî stranekî ji dengê dengbêja dû û kûr,
Di revîya dû ji germa ar,ki dûr diket,
Ser û binê dinya yê ji ar û dû nasekinîn.
Em insan jî ne wisaniniwekî ar û dû,
AY IŞIĞI DUVARIMDA
En çok ne zaman ağlarım bilir misin?
Ay ışığının zindanın demirlerini aşıp,
Hücremde özgürce dolaştığı an...
İşte o zaman sıcak bir gözyaşı alır beni.
AYNADAKİ BEN
Aynadaki ben bana soruyor kendini
Neden benliğimin içindeki yüzün bende
Utanırken ben kızarıyorum
Sen aynaya tükürüyorsun kirli sakalınla
Ay bulutsuz,
Gözlerimde tedirgin geceler.
Yıldızlar şakağıma dayamış uzaklığını.
Yurtsuz kuşlar sürüsü gibi...
Sokak başındaki çocuklar,
Ilık aşk mevsimi sinmiş her yere.
Elimde kibrit kalem;
Şiirlerimi mi yaksam,
Yoksa kendime mi kıysam! ...
Hüsrana hasret sevgiler bıraktın bana.
Şafaksız şimşeklerin ortasındayım.
Ilık nefesin düştü sesime;
Sisler dağılıyor içimden hayata akarken.
Dokunuyorum her acının tenine.
Ve aldatıyorum aşkı.
Sevmekten vazgeçip sarılıyorum ölüme.
Belki de korkuyorum yeniden sevmekten.
O yüzden sarılıyorum ölüme.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!