İlham sen olsaydın yanındaki yazardı,
Bendeki sevdana inan, mezar kazardı.
Gittiğin gün cumartesi değil pazardı,
Arama, kayboldum sende sevdiğim.
Silinmiş sanıyordum mazideki dünler,
Artık Şaşırmıyorum
Seneler saniye hızında birer birer akıp giderken
Güzelim manzaralar tek bir kareye sığmış.
Saygı, sevgi, ahde vefa
Tozlu raflarda, solmuş kitaplarda kalmış.
Bizim oraların sizin oraların
Mahsulümü kaldı verimli ovaların
Senesi senesine benzemez havaların
İnsanlıkda bozuldu ayar tutmuyor
“Aynanın Karşısına Aman Geçme Sultanım"
Saray, taht, yat, kat hepsi senin olsun,
Ne kadar yersen ye, aç karnın doysun.
Soytarın, yalakan, yanında dursun
Aynanın karşısına aman geçme, sultanım!
Aynaya baksam, tanıyamam kendimi artık,
Ruhumun haritasını çizmişsin her yanıma.
Her caddesi sensizliğe çıkan,
Her sokağı yalnızlığıma dar gelen...
Şimdi ben, bu şehirde, nasıl bir yabancıyım?
Geceler uzar da gelmez sabahı,
Yârin yüzü benden gitmez sabahı.
Bilsen ki çektiğim can derdi değil,
Ayrılık yolları bitmez sabahı.
Ben bu şehirde bir yabancı,
Ayrılık Türküsü
Pencerenin önünde saçını tarıyor
Gözleri yollarda, yari arıyor
Akşamı sabah edip, sabahı akşam
Geceler olunca yara kanıyor
Aklımı başımdan alma sultanım
Sorguda sualde varsa günahım
Niyazda ahdimde sırsa vebalım
Dergahından beni azat eyleme
Dilim kemde kibirde ayan düşmüşse
Ben bu hapishaneye nasıl girdimse
Firarda etsem ordan çıkamıyorum
Gözlerin gözlerimi neyle çektiyse
Başka hiç bir yüze bakamıyorum
Banane dersen çekerim bir zaman
Bekliyorum,
Sonsuz vaktin var bende;
Ama sen yine de ben hala
Nefes alabiliyorken gel.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!