Bırakalım bugünü bugünde,
Biz özlediğimiz o günlere gidelim.
Ellerimiz cebimizde,
Ceplerimizse yırtık,
Hava da biraz soğuk olsun.
Yüzümde gülümseme varsa,
Bir de ferahlama konuşmamda,
Sakın ola ki geçmişi unuttuğumu sanma,
Gözlerimi sana bıraktığımda...
Unutmadım ben hiçbir şeyi,
Her şey dün gibi aklımda hâlâ,
Hiç bir şeyi unutmadım ben.
Soğuk gecelere yaslanırken,
Sessizliği bozup korkudan gülen çocuk gibi,
Kendi kendime 'güçlüyüm' dediğim günleri,
Bir de yanaklarımın ıslanışını bunu söylerken,
Bir hüzün çökmüş içine;
O hüzünle eskimişsin,
Yüzünde parlayan bir kaç damla yaştan başka seni duyan da yok,
Teksin...
Düşlediğin çok şeyler var,
Yine düşlüyorsun!
Her gece oluşunda,
Ben her saatle ayrı ayrı selamlaşırım.
1, 2, 3, 4, 5 ve 6...
6'dan sonra zaten gece sabaha teslim olur,
Bir rus askeri korkaklığıyla...
Bir gecenin yıldızı olur musun ürkekçe ve üşüyerek camdan baktığım?
Ya da bir gülümseme nikotin bağımlısı dudaklarıma?
Çok değil, bir sıcak yürek benim istediğim.
Kimden, ne zaman ve nasıl bulacağımı bilmiyorum.
O yüreği bana ister ver ister verme ama ne olur gitme...
Sessizlik insanı yiyip bitiriyor,
Üzerine bir de pişmanlık eklendi mi,
Kişi kendinden geçiyor...
İşte ben de öyle suskunum şimdi,
Öyle sessiz ve önce derinden,
Akşam yaklaşıyor yine,
Benim içimde inceden bir burukluk.
Ne bir yüz var tebessüm eden yüzüme,
Anlaşılan bu akşam da saracak umutsuzluk...
Oysa böyle miydim ben düne kadar?
Düşünüyorum şimdi seni,
Sözlerini, cümlelerini,
Sesini, yüzünü ve tenini,
Düşünüyorum,
İçinden çıkamıyorum;
O hareketlerinin,
Gecenin sihrinden alın götürün beni,
Uzak diyarlara, rüyalara götürün!
Hadi durmayın, hayâle salın beni,
Orada belki bir damla mutluluk görürüm...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!