Bir akşam saatiyle düşecek toprağa ilk sevgilisi,
Kavuşacak birbirine hasret iki sevgili;
Yağmur damlası ve toprak...
Birbirlerine hasret, sarılacaklar delice,
Toprak sevincinden ıslanacak,
Bir sızı değmiş kalbine,
Tut elinle söküp at dışarı!
Bir sevda düşmüş içine,
Ya bütün varlığınla sar,
Ya da fırlat gitsin bilinmezlere...
Gece yarısında gelmişti,
Sabah güneşiyle gitti...
Geldiğinde de, gittiğinde de gülümsüyordu,
Yalnız giderken bir parça ağlıyordu,
Ya üzüntüsünden,
Yine gece oldu,
Yine hava karanlık!
Yine anılar içime doldu,
O hayal ile ruhum zındanlık.
Bir ırmak coşup çağlıyor içimden,
Daha dün yanımdaydın hatırlıyorum,
Fütursuzca üflediğim dumandın,
Nikotin bağımlısı dudaklarıma,
Sigarayı bile yasaklardın.
Sanki dün geceydi o bana gelişin,
Daha dün yanımdaydın hatırlıyorum,
Fütursuzca üflediğim dumandın,
Nikotin bağımlısı dudaklarıma,
Sigarayı bile yasaklardın.
Sanki dün geceydi o bana gelişin,
Sabahın ilk ışıklarıyla geldi,
Kanatları ıslak küçük bir melek.
Gözlerinden yanaklarına yaşlar değdi,
Kirpiklerini ıslatarak.
Bülbül gördü bu meleği,
Bugün kötüyüm,
Kendimde değilim, yorgunum,
Biraz da üşütmüşüm...
Sevmiyorum bugün dünyayı,
Çiçekleri böcekleri ve insanları,
Gel kız yanıma senin ile,
Bakalım birbirimize!
Cenneti kıskandırıp da,
Gidelim mutluluk ülkesine.
Hayatı unutalım,
Yine geldin öyle mi beni ziyarete?
Bu ziyaret ki; en büyük patlamalara eş!
Yine yardın kalbimi, çıkardın bütün hüznü,
Sen gelince ben, efkârla doluyorum güneş...
Neden gelirsin böyle her sabah yanıma?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!