Oradan bakınca burası görünüyor mu?
Ellerimin pası,
Yüzümün yası,
Gönlümün yarası fark ediliyor mu?
Bakınca görebiliyor musun oradan beni?
Neden bakıyorsun hâlâ?
Ne söylememi istiyorsun?
Biliyor musun o gidişin beni nasıl yıktı?
Güzel sözleri tükettin,
İltifatları bitirdin,
İtirafları yok ettin!
Şu dünya yalan olsa,
Bildiklerim talan olsa,
Hayat bana zından olsa,
Yine gönlüm şenlenir.
Sevdiklerim zalim olsa,
Koparabilir miyiz yüreklerimizi bu anlamsız yığınların arasından?
Birlikte gidebilir miyiz yıldızlar ülkesine?
Tanrı'nın bize hediyesi olan hayallerimizi gerçek kılabilir miyiz?
Kanatlanabilir miyiz herkesin uyuduğu bir gece vakti gökyüzüne?
Söyle yapabilir miyiz?
Bir ömrü birbirimize verebilir miyiz?
Çok yoruldum,
Bundan suskunum...
Anlamıyor bu et yığını kalabalık insanı,
Bundan büyüyor gönlümün dinmez gamı,
Sanki farklı yaşıyor hepsi ben hayatı,
Düşlerim gerçek oldu,
Kalbim bahtiyarlıkla doldu,
Hayatımdaki neşe boldu,
Ömrüme ömür kattı iki gün.
Damarlarımda kan serindi,
Artık bırakın beni,
Düşürün ellerinizden yüreğimi,
Bir gece yararak korkunç geceyi,
Kaçacağım, kurtulacağım...
Çekin gözlerinizi üzerimden,
Hey gardaşım,
Can yoldaşım başın düşmesin yere,
Yüreğin kabarmasın,
Yüzün hep baksın göğe.
Bak! Bak bir ulu millet alkış tutuyor,
Senin cepheye gitmene...
Ne oldu da böyle oldu?
Halbuki ben seviyordum onu,
Hatta o kadar seviyordum ki,
Saçlarından sırma teli,
Gözlerinden ufuk çizgisi,
Teninden de peri güzdesi yapmıştım.
Her gülümseyişimde,
Her mutlu oluşumda,
Kederlenmekten korkardım sonrasında,
Gülmenin bedelini üzülerek ödemekten korkardım.
Her vuslat anında,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!