Uzaklardan gelen genç yolcu,
Ne gördün gittiğin şehirlerde?
Bana bin bir düşümü anlatan yolcu,
Bir damla sevinç var mı içinde?
Yollar hep soğuk muydu?
Yaşamak bir iddiadır aslında,
Hayatla inatlaşmaktır.
Bir de yorulmamaktır,
Yılmamaktır zorluklarda.
Hayatı yaşamak beceridir,
İyisiyle kötüsüyle,
Doğrusuyla yanlışıyla,
Hediyesiyle, kalleşliğiyle,
Yaşamak zorundasın dostum bu hayatı,
Yaşayacaksın tüm sürprizleriyle...
Yorgun gecelerin nihayetinde,
Dönüp yüzümü kendime,
Sorarım 'bu yorgunluk nedendir' diye...
Cevap veremem o anda,
Sarar bedenimi sıcak bir düş,
Bir gece daha yaklaşırken bana inat edercesine,
Kapılırım O'nun beni büyüleyen güzelliğine,
Bilmiyorum! Ne tepki alırım şu onulmaz sevgime...
Bilmiyorum... Ama seviyorum...
Çağırsam seni yine bir akşam gelir misin?
Özlüyorum,
Ne zaman bitecek bu yanıklık bilmiyorum...
Özlüyorum,
Neyi özlediğimi,
Ne zaman elde edeceğimi bilmeden özlüyorum...
Üşüyorum,
Benden başka kimse bilmiyor bunu,
Yalnızım!
Yanımda kimse yok,
Hâlimi hatrımı soran da yok,
Saat beş buçuk,
Vakit sabaha karşı,
Bütün insanlar da bana...
Gökyüzünde tek tük yıldız,
Yerde biraz ıslaklık,
Bakmak nedir gökyüzüne bir gece yarısında,
Yıldızlarla dertleşmek çıldırtan yalnızlıkla,
Geçmiş için yas tutmak, hem de fütursuzca,
Bunları çok iyi bilirim, öğrendim korkunç karanlıklarda.
Önce bir şeyler takılır boğazına,
Hani bir gönül yaran vardı,
Seni yakıp kavuran!
Hani seni yağmur altında ıslatırdı,
Hani seni dağlara savuran...
Biliyorum, çok zaman geçti,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!