dostluk bir kelime değil,
bir mesafe meselesi.
kim yanındaymış,
kim üstünde oturuyormuş —
zamanla anlıyorsun.
Şehir…
Bir varlık gibi düşün onu,
Kendi bilincine sahip, kendi hafızasını taşıyan bir beden.
Sokakları sinir damarlarıdır insanlığın,
Ve ışıkları - belki de Tanrı'nın unuttuğu yıldızlardır,
Dünyaya düşmüş, anlam arayan küçük kıvılcımlar.
Karanlık dehlizlerde yol aldım ben,
el yordamıyla,
parmak uçlarımda biriken acıları sayarak.
Bir labirentin içinde kaybolmuş gibiyim,
her köşesinde başka bir hayal kırıklığı,
her çıkmazında gözlerin…
Kararsız adımların yorgunluğu
yalnızlığımı sorgularken
terk edilmişliğin ezikliği
bir hançer gibi yaralıyor benliğimi…
Yalnızlığım ve sen,
Bir harita çizdim
hiç var olmamış sokaklarda
adım düşmediğinden taşların üzerine
ve zaman, düş kırıklarıyla dolu bir ırmak gibi
akıp geçti ellerimin arasından.
Bir çığlık vardı, karanlığı yaran,
Sesini bulmaya çalışan bir yankı,
Bedenimin en sessiz odalarında,
Bir suskunluk masası kurmuştu kendine.
Ben,
Bir zamanlar dünyanın nabzını duyan bir yürek taşıdım,
Her gözyaşında bir anlam,
Her çığlıkta bir görev aradım.
İnsanlığın yükünü omuzladım -
Ve ne zaman dizlerimin titrediğini hatırlasam,
Bilir oldum: O yük bana ait değildi.
Bir yol var önümde, puslu ve uzun,
Ne başı belli, ne sonu durgun.
Kimi zaman yürürüm, taşlara inat,
Kimi zaman susarım, içimde fırtına.
Bir yol var önümde, belirsiz, sisli,
Ne pusula çalışır, ne yıldız işli.
Dünümde yankı, kırık bir düş var,
Bugünüm savaş, geleceğim sabır.
Her sabah içimde bir ağırlıkla doğar,
Bir sabah uyanırsın, sessizce,
Kimse bilmez içindeki yangını.
Bir hedef belirler kalbin,
Ne çok uzağındadır, ne de hemen yanında.
Bir hayal kurarsın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!