Savrulup kaybolan yıllarımın üzerime getirdiği ağır yük kâbus gibi içimde büyüse de
sana olan hasretim duyarsızlığının altında ezilip hissiz bir varlık olmama sebep olsa da,
sen bir yerlerde içimi ümitsiz de olsa zorluyorsun.
Bu garip ve tarifi zor acı bile sana olan sevgimi azaltmıyor, aksine körükleyip içimde yanardağ misali patlıyor.
Ama ilgisizliğin ve sevgisizliğin aklıma gelince
Göklerde yerini aldı engin mavilerde süzülen,
Cesur ve yalnız bir Kartal.
Bilge ve gurur dolu keskin gözleriyle;
Düşmana korku, dosta güven verdi.
Amacı yurdunu korumaktı tehlikelerden.
Kanadı Çelikten,
Uzayan gecelerimde tanıdım
Senin sevginle var olan bedenimin esaretini
Seni sevince anladım
Yalnızlığın ne denli zor ve acı olduğunu
Bitmek tükenmek bilmeyen kayıpların
Senin var olmanla kaybolmasını
17 Kasım, gece yarısı…
Öyle bir an ki,
Zaman durdu, dünya sustu.
Babam, sen gittin,
O an kalbimde bir şey koptu,
Bir boşluk açıldı içimde,
Sabit Süreyya Sirer düşer yola,
Anadolu’nun bağrına, Sivas’a doğru,
Her adımda bir türkü, bir hüzün,
İlmek ilmek işler özlemi yüreğine.
Sivas’ın sert havası vurur yüzüne,
Sivas, sabahları sisle uyanır,
Dağlar başında beyaz bir hüzün,
Yollarında esen rüzgar serttir,
Ama yüreklerde sımsıcak bir düğün.
Kış soğuktur, kar diz boyu iner,
Havası sert, dağlar kadar vakur,
Yüce gönüllü, merttir insanı,
Kış gelir, rüzgar deler bağrı,
Ama eğilmez başı, dik durur.
Bozkırın sessiz türküsü yankılanır,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!