Sadece dudaklarım sana tiryaki değil ki.
Bir bilsen gözlerimin hissettiğini,
Seni görmeyince hiç uyumadığını,
Bir bilsen ellerimin seni nasıl özlediğini,
Seni tutmayınca sana dokunmayınca,
Hiç tutmadığını, hiç açılmadığını, kilitlendiğini
İki kayanın arasında,
Bir karış toprakta büyüyen ağaç,
Öyle aç olur ki bir büyük vadiye.
O bir karış toprak doyurmaz ki onu.
Beni de, ne uzaktaki sesin,
Ne de masamın üzerideki resmin doyuruyor.
Seni bir türlü silemedim hayatımdan!
İçimden de çıkaramadım!
Sanki bir tümör gibi işlemişsin içime.
Sanırım senden ameliyat ile kurtulacağım.
Biliyor musun?
Bense sana söz vermiştim
Gözyaşın akmayacak diye.
Başarısız oldum.
Sen ağlamadın.
Ama ben hep gözyaşı döktüm.
Üç gün önce ne mi oldu?
Dur anlatayım.
Şimdi mutfağa git.
O çok sevdiğin bardağı al.
İçine de çok sevdiğin çayı doldur.
Ama dudaklarına götürme.
Yarını dünya temizlik günü ilan edelim
Ve kalbimizde kirli olan ne varsa geceden yıkayalım
Sabah olunca da mis kokularıyla geri yerine koyalım.
Herkes kalbimizin aslında temiz olduğunu bilsin...
Sen şimdi benden uzaklaştığını,
Beni terk ettiğini mi sanıyorsun?
Yanılıyor olabilir misin?
Gittiğin her yerdeyim.
Hayır, seni takip etmiyorum!
Bana bir gün "kalbimdesin" demiştin ya;
Kimine yasak meyveyim,
Kimine de ulaşılamayan,
Hadi gel,
Dalımdan kopar beni.
Saçlarının altında saklı olan,
Hani küpeni bile,
Hatta kolyeni bile
Kıskandığım en sevdiğim yerin
Boynun:
Dudaklarıma burada yer var mı?
Gözyaşlarının aktığı yere dokundum
Masa benimle konuştu sandım
Ama dokunduğumda sadece hıçkırıklarının sesini duydum
Her gün ağlamışsın, her gün, her gün
Farklı şekillerde, farklı zamanlarda ağlamışsın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!