Ben bir suyum
Zamanın ince sesinden tınısına
Çözümlenmemiş yakamoz şarkısına
Ve ay bağrında yanarken bir gencin
Ben bir suyum nispetsiz zamana.
Ben bir suyum
...ve zaman anlatırdı,
Büyük aşkların küçük şehirlerde kaldığını
Ve anlatırdı;
Artık hiç küçük şehir kalmadığını...
Bütün zamanlardan yoksun ve bütün anlarda noksan
Gecesinde nahoş, gündüzünde kırılgan
Bir rüya gibi belli belirsiz alışılmışlıkla büsbütün
Bir yalnızlığım vardı sefasız, cefasız ve artık vefasız
Girdap gibi tutuşkan, kül olmaya yakın
Rüzgar ise yanı başında perdenin
Zaman, hırpalayıp her yanımızı
Tozlu raflarda duran kitaplar gibi
Eskitiyorsa sayfalarımızı
Elbette utanmalı
Zaman akıp geçiyorsa,
Zorlu virajlarla bile dolu olsa
Ve bir gün ölüm bu yolun sonundaysa
İtimat etme ayrılıklara...
Her karanlık günü doğuruyorsa,
Mekana sirayet senden sebeptir görmesen de bilesin,
Zaman ellerinden akar günüme, günüm gece olur.
Yazgım senden gelir ey, tanrısallaşmışlığın veballisi sensin,
Mevsim senden bulaşır zamana sen isteyince iklim kurur.
Ayların kaç günlü olduğu senden gelen, yüzyıl olan da var,
Zamansız bir zaman
Ve
Kıyılarıma yaşanmışlıklar vuruyor.
Can acıtıyor kelimeler,
Hüzün kanıma giriyor.
Sende sevdiğim kadar,
Gece oldu
Ay sustu.
Güneş utanmadı,
Doğar doğmaz
Kararıp o da sustu.
Saate baktım hep
Zemheri vaktidir,
Puşt yuvasında gül açar
Ve koklar ölüler.
Zemheri vaktidir,
El, alem olu-verir,
Kırlangıçlar küsmüş bize,
Kanatları kırık
Ve serin değil hiçbir yan.
Ey ben! gafilim,
Eylül yağacak zamana san.
Ah göçe giden gök mavileri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!