Yanlış duymadın;
Kat sayısı bilinmiyor sana olan sevgimin...
Seninle sevişmek meşakatli iştir sevgilim,
Başlıbaşına bir direniştir ölüme ve hayata.
Tenine uzandı mı ar etmeden ellerim,
Mahal vermez hiç bir boşluğa zamanda.
Öyle kuru olamaz zaten dudakların varken gecede,
Sarılıp rengini alsam teninin
Her bir noktanda iki dudağımı bir etsem
Ve yorulmadan yorulsam içinde, nefesinin
Dinlensem bir daha yorulmak için
Arşınlasam gecelerini zamanın sıcağında
salondan girse ayakların
ve dudakların dudaklarıma
soyunsan, soysam seni
düşler kadar güzel tenini
öpsem, doymasam ve bir daha
Gözlerinden başlayıp boynuna inen o yolda,
Dudaklarına denk geliyorum soluğunda o iniltiyle.
Ellerim haylaz bir velet teninde sorgusuz ve laf dinlemez,
Zaman ne olursa olsun gece oluyor ve ay doğuyor gök yüzüne.
Yüzüm ısınıyor gecenin o sen melteminde,
Seni,
Sevmekle tehdit edebilirim.
Daha fazla sevmekle,
Yaşamak daha fazlasıyla.
Ağzının,
Yüzünün tam ortasına
Hadi bir takat düşürelim yüreğe,
Utanmasın yer gök aşk koksun.
Hicran yitmişliğin resmidir,
Yitmeden gidelim bizden,
Gidelim ki aşk olsun...
Mabed dediğin gözlerindir,
Öyle insanlar vardır ki;
Şeytan'ın ekmeği ile oynarlar...
Şiir;
Süs içinde boğulan kelimeler yığını değildir.
Şiir;
Kafiyelerin cirit attığı bir halay da değildir.
Şiir;
Amaç için kullanılan araç değildir.
En kutsal kitabın üzerine yemin edercesine,
Kızıl bir gün batımından güne dönercesine
Ve doğduğunda öleceğini bilircesine,
Seni seviyorlarım.
Bütün kışların baharı özlediği gibi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!