Yangınlar büyütmüyorum,
Sadece içimde taşıyorum.
Ben taşıyor,
Sen büyütüyorsun.
Ne varsa yokluğuna dair,
Yokluğunla büyütüyorsun.
Soğuk rüzgarlar esiyor sokaklarda
ve içimde görmemiş bir özlem.
Adı özlemek ya
öyle işte,
neyse...
Nefeslediğim bir cigara,
Bir gün çok da büyük olmadığını anladığında,
Anlarsın herkesin senden ne denli küçük olduğunu.
Gök yüzünün öyle anlatıldığı gibi mavi olmadığını
Ve gerisinde uzayıp giden o karanlığı ve boşluğu..
Onca yalanla ve kandırmalarla sürüp giden yaşamlar için
Lanet olsun diyorum, lanet olsun;
Lanet etmekle, öfkeyle, baldırı çıplak,
Yaşam sürüp gidiyor,
Oysa hala ölüyor kırlangıçlar...
Bir sabahtır uyandığı insanın bir de akşamdır öldüğü
Nefes almayı yaşamak sanmak göz göre göre
Bir ömürlük uykudur gece karanlığında
Kaçıncı zamandır böyle yarım yamalak geçtiği
Sessiz sedasız fısıldaşıyorlar aralarında
Yemekleri dudakları ile kaşıkları arasında
Bir volkanın lav külü
Yağmur yemiş toprağın güneşi görünceki buharı
Kimse bilmez ama bütün sonlar başlangıçta başlar
Bir fırtına patlak verir yeni uyumuş uykusuzluğumda
Acılarımız var, ulan ne çok acımız var;
Saymaya kalksam bitmez.
Anlaşılmama acısı, kandırılma acısı,
Geçmiş acısı, gelecek acısı,
Yalan acısı, dolan acısı,
El acısı, kıç acısı...
Ölü iken yaşayanlar vardır ve yaşarken ölü olanlar;
Gece karanlığında gülenler vardır
Ve gün aydınlığında göz yaşına merhaba diyenler...
Mutluluk nedir bilmez aşk sahibi yürekler
Ve öyleleri vardır ki;
Bir aşk içinde binlerce ölüm biriktirenler...
Beni ne zaman umursarsın
Bilmiyorum ama
Öldüğüm gün umursama beni.
Ne zaman
İlk sıralarda olurum düşüncende,
Bilmiyorum ama
Olur sevgilim,
Gidilen yol sen isen;
Dönmek olmaz elbet.
Köşede karıncaların ayak sesleri
Ve dışarıda yağmur sesi;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!