Toprağının rengine döner ne olursa olsun insanın rengi
Ah yok mudur uzayan bütün yolların vardığı hayal
Hırpalar bütün düşleri, düşürür düşünmüşlükten
Zaman ölse de, insan ölse de, kalan kalmasa da
Göğün yüzüne düşürür kırlangıcı, kanatlarının ahengi
Rengini sol, gecedir
İliklemeden önünü soğuk
Düş dediğin gecedir
Buhransızlığa doğmaz hiç bir zaman
Kapıda çocuk, yorgunluklar içinde ter
Karşında oturmuş sana bakıyorum
Göğün yüzünden bulutları ellerimle aralayıp
Samanyolunu görüyor gibiyim
Yıldızları bir bir silip ötesine dalıyor gibiyim
Ne varsa unutuyorum, o unutulası unutkanlığımda
Tüten baca dumanları
Titrek hayvan adımları
Süsleyen nedir gerçeği
Böylesine hınzır ve ulaşılır kılan nedir
Boyalarla kaplı ifadeleri
Ötekileşmiş bir yorgunluktan gelmiş
Eskimiş sesi, yorgun bacakları
Kırılmış bir bakış vardı gözlerinde
Susma desen düşecek, sus desen gidecek
Esmer bir tende kırışıklıklarla bezeli
Hamuru yağmurdan, rüzgardan, topraktan
Eş güdümsümüz, eşsiz zamandan
Geçmişten, en geçmişten, geçmemişten
Var oluş zaten geçmemişten, geçilmemişlikten
Kendinden, aşktan, sevdadan
Hatırlansanmak
Gölgeme bir yüz düşüyor
Güzel mi bilmiyorum, üstelik çirkin değil
Anlatışa istinaden korkulu biraz
Anına nazaran biraz karmaşık
...ve ben mutsuz bir çocuk görüyorum hep ellerinden tutulmayan,
Bir yerine esir kalmış zamanın, gülümserken somurtan.
Ayakları takılıp düşmüş yüzünü gördükçe çamurlar içinde,
Kanayan yaralarına içimden yangınlar dökülüyor sessiz soluksuz.
Sessiz soluksuz başlatıp her elden tutuşu çaresizliğimi yatırarak dizlerine,
Ben anlatmadım
Onlar dinledi sadece
Her anlattığımda da dinlemediler
Ne kadar anlattığımı bilmediler
Düşlerim vardı, kapı arkası
Aynadaki suretimde her şeyden var
Bir bardak şekerli çaydan biraz
Toprağı-tozu tepen yağmurdan biraz
Sokakta bir eskici olur biraz
Belli mi olur biraz gece olur biraz gündüzleri
Bir başınalık kader mi-keder mi biraz düşünmeli
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!