Bir deste Gül salmış kırk yıldan sonra,
Aradım taradım dedim ne vermiş...
Saçımı süpürge ettim evlat uğruna,
Aradım taradım dedim ne vermiş.
Sormadım hiç hastamıdır sağmıdır,
Bir parmak Bal sürüp de ağzımıza,
Bazı kör nanköre bizi yar etti felek,
Bıraksalar kanmazdık ala ummana,
Bir armut ağacına bizi dal etti felek.
Kırılır zamanı gelince bütün dallar,
Ne düşünüp durursun dert benim işim,
Malatya yıkılmış sen sağ kalasın,
Sürüdün peşinden binlerce yitik,
Söylesene bana Fırat kime belasın.
Gördün mü sende söyle altı Şubatı,
Ey! Cennetle müjdeli nehir,
Kıyamet alametlerine dahil,
Sen misin Diyadin'den gelen,
Bir müjdesin bize Fırat'tan.
Sallanır bir kolun Murattır,
Gerim gerim akarsın utanmaz mı hiç yüzün,
Bağlamışlar yolunu vurmuşlar sana perçin,
Yıkılmış harap olmuş şehirden geçiyorsun,
Bir yan bulanık akar, bir yanın neden durgun,
Ölenlere inat eder gibi coşkunsun nağmelerde,
Fır dönen Dünya da fırıldak insan,
Bana gelmiş neden dönersin diyor,
Bu fırıldaklık zaten ona bir ihsan,
Dünyayı sen nasıl görürsün diyor.
Anlatsam yazamaz zaten sayfalar,
Bir güzel memleket vardı ve içinde yaşayanlar,
Böyle bir iman görmemişti bindörtyüzyıl İslam,
Her biri bir sabır taşı her biri çölde büyük aslan,
Maymunlar başına yağdı yağmur gibi... hüsran.
Sen ne şehirsin ey! vatanı Gazze,
Mescidi Aksa değilmiş meğerse yıkılan,
Yıkılan onurmuş insanlıkmış Müslüman,
Tartsalar Terazi kefesinde Müslümanı,
Ebu Ubeyde kadar etmez ikimilyar insan.
Mescidi Aksa değilmiş meğerse yıkılan,
Sineleri dağlayan büyük bir sızı,
Adı Mehmet olan Bir milyon kişi,
Kulaklar sağır gözler inkar ediyor,
Yıkılırken Gazze'nin her bir zerresi.
Ümitler bombaların altında kaldı,
Gece bir gemi ben gemide bir yolcu,
Liman farklı, Rota farklı, ben farklı.
Geçer mi sinendeki türlü türlü yaralar,
Doktor farklı, İlaç farklı, ben farklı.
Uğramaz halimi soracak dostlar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!