kime kurban ettiysek bu aşk denen sürtüğü
kahpelikle yoğrulmuş kalbe sapladı süngüyü.
ne şiir, ne nesir, okumadın say bu dörtlüğü
babil'e bahar getirir böyle adamların güldüğü.
bırak yağmur rahat yağsın
gök ; ne senin, ne de benim.
toprak dilsiz mahlukatın
çiçek sensin, bağbân benim.
Sineyi yurt tuttu kan baykuşları
Göç edip giderken eylül kuşları
Daha aşamadan bu yokuşları
Bağlarım kızıla döndükten sonra
Derdi derdest ettim gömdüm sineye
omuzlarına gökleri yıktım,
yolunda dağlar amansın.
saçından bulutlar astım,
ırmaklar gözünden geçsin.
mevsimi d'ört öğrettiler,
seninkisi ba'har kalsın.
gamzelerin şarap kadehi
gülüşün buğulu derinlikte
bakışın deler dumanlı yareleri.
hele bir dokunayım, yüreğinde fışkırsın nağmeleri.
ne gerek var hazana-güze
gelişin cemre düşürür köze.
yaban güllerine arzuhâlim var
bir bahar vakti açacağız göz-göze.
Ey güzeller güzel şahı
Kısa ömrün güzergahı
Dağıt tenden gâhi vahı
Bahar gelsin şu gönlüme
Beş oturup bir danışak
Aklımda sen,
Kafamda daha bissürü serseri düşünceler.
Özlemlerime su serptim söndürdüm.
Gelmek isteyipte gelemediklerim mi derssin,
Yaşamak isteyipte yaşayamadıkarımı mı dersin,
Haa bir de o bahar gözlerin,
yetmedi bu sevda kısa bir ömre
kaç kışı geçirdim düşmedi cemre
boyun büktüm artık gelecek emre
yazında buz kestim, kışta yanasın.
bak gelip geçiyor irfanım, yazım




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!