Zihnim kayar, sürüklenir,
Döner gelir sana konar.
Duygularım yüreklenir,
Döner gelir sana konar.
Hasretinle eriyorum,
Dönüp, sana geleceğim.
Namus sözü veriyorum,
Dönüp, sana geleceğim...
İhanet ne bilmez can içre candık,
Gururu büyükler dün vurdu bizi.
Adsız, sansız acı bir patlıcandık,
Kırağı çalmazdı, don vurdu bizi.
Yüreğini sevgi ile yoğuran,
Taş atana güller verir GÜL dostum.
Hasetliktir, kötülüğü doğuran,
Bencilliği, defterinden SİL dostum.
Dua, kapıları açtıktan sonra,
Başlar en esrarlı gidip gelmeler,
Kalkar, Allah ile kul arasında,
Ölüm dışındaki, bütün perdeler.
Ey Türkoğlu! Sözüm sana; uyuma,
Susa susa, yurtta nifak kök saldı.
Ortak acılara göz yuma yuma,
Yokluğa sadece bir durak kaldı.
Hep fırıldak çevirenler, bellidir,
Mevsimsiz muhacir, ayaz yellerle,
Dün gece dolaştım sabaha kadar.
Ellerimde sensiz, solmuş güllerle,
Dün gece dolaştım sabaha kadar.
DÜNYA süslenmiş bezenmiş,
Herkesin yüzüne gülmüş,
Kimselerle evlenmemiş,
Sever, döner çamur DÜNYA...
Kötülük yaşarken gürbüz çağını,
Haraminin, çamur atma zamanı.
Karga yurt edinmiş gülün, bağını,
Servetlere servet katma zamanı.
Köpeğine hoşt mu dedim?
Dünya derdin ne benimle?
Tavuğuna kışt mı dedim?
Dünya derdin ne benimle?
Merhaba Özcan abi. :) kaleminize hayran kaldığımı belirtmek isterim. Kendinizi tanıttığınız bölümdeki yazıyı da ayrıca çok beğendim.