Ana yurduma ölüm, zulm yağar umut yağmaz,
İçimden taşan seller gözlerimden dökülür.
Gözüm ıslak gönlüme bir gökkuşağı doğmaz,
İçimden taşan seller gözlerimden dökülür...
Gülüp oynarken eller dertler yüzüme vurur,
Kızıl Çin döktüğü kandan semirir
Yaşlı kaplumbağa kinden kemirir
Yarından, bu günden, dünden sömürür
Türkler ses vermezse Türk’ün sesine
Durmadan yer içer kimin aldırmaz,
Dolaşmayı sever; bağda, bostanda.
Etrafa bakmaya bir baş kaldırmaz,
Dolaşmayı sever; bağda, bostanda.
Yaşamak bir mucize Allah versin çok ecir,
Doldu ağzına kadar, sabır tasım taşacak.
Yaşam karanlık kuyu arayışım bir fecir,
Doldu ağzına kadar, sabır tasım taşacak.
Menfaat dünyasında değeri yok emeğin,
Zihnim kayar, sürüklenir,
Döner gelir sana konar.
Duygularım yüreklenir,
Döner gelir sana konar.
Hasretinle eriyorum,
Dönüp, sana geleceğim.
Namus sözü veriyorum,
Dönüp, sana geleceğim...
İhanet ne bilmez can içre candık,
Gururu büyükler dün vurdu bizi.
Adsız, sansız acı bir patlıcandık,
Kırağı çalmazdı, don vurdu bizi.
Yüreğini sevgi ile yoğuran,
Taş atana güller verir GÜL dostum.
Hasetliktir, kötülüğü doğuran,
Bencilliği, defterinden SİL dostum.
Dua, kapıları açtıktan sonra,
Başlar en esrarlı gidip gelmeler,
Kalkar, Allah ile kul arasında,
Ölüm dışındaki, bütün perdeler.
Ey Türkoğlu! Sözüm sana; uyuma,
Susa susa, yurtta nifak kök saldı.
Ortak acılara göz yuma yuma,
Yokluğa sadece bir durak kaldı.
Hep fırıldak çevirenler, bellidir,



-
Lara Stefanov
Tüm YorumlarMerhaba Özcan abi. :) kaleminize hayran kaldığımı belirtmek isterim. Kendinizi tanıttığınız bölümdeki yazıyı da ayrıca çok beğendim.