Hakikat üstünü kapatmaz perde,
Büyüklük delisi ey küçük adam!
Mutlaka açılır ummadık yerde,
Büyüklük delisi ey küçük adam!
Katlandıkça katlansa da rakamlar
Meltem esti sam kalmadı bu zaman.
Parsel parsel parsellendi makamlar
Eşte dostta gam kalmadı bu zaman.
Kargalardır, akbabanın gözcüsü
Çanak yalayanlar kadar onmadık,
Ölsekte, kalsakta leşe konmadık,
Girip gönüllere tam dokunmadık,
Çağı okumak mı? Ne haddimize:
Biz bu çağa yaban, bu çağda bize.
Sen Davraz'ın zirvesinde kar gibi,
Uzak durdun, yakınıma gelmedin.
Bir hasret, içimi yaktı kor gibi,
Yanmayınca, yandığımı bilmedin.
Sevgi desen, şefkat desen küçücük,
Milli tecrübelerden, mahrum kalınca insan,
Ne kadar çabalasa dehâya ulaşamaz.
Dehâsını yeniden ortaya koyamayan,
Bir millet yükselip, medeniyet kuramaz.
Acı versen, çeksem çile,
Dünyam olur cennet benim.
Senin için düşsem dile,
Can, canıma minnet benim.
Her yerde ağlar örülü,
Uyanık kal düzde dolaş.
Herkes iyi, hoşgörülü,
Sağda korku solda telaş.
Gelen giden; saya saya yok, ilmi,
Cehenneme çevirdiler bu yurdu.
Birbirinden ağdırmadı hiç zulmü,
Cehenneme çevirdiler bu yurdu.
Tufan değil, bu bir sosyal zelzele:
Havaya, toprağa, suya:
Cemreler düştü duymadın.
Kâinat doydu uykuya,
Dedim uykuya doymadın.
Masum kanı emen asalaklara,
Onları, besleyen bataklıklara,
Bize kılıç çekip, saf tutanlara,
İslam ahlâkını, Türk töresini,
Merhaba Özcan abi. :) kaleminize hayran kaldığımı belirtmek isterim. Kendinizi tanıttığınız bölümdeki yazıyı da ayrıca çok beğendim.