Her yerde ağlar örülü,
Uyanık kal düzde dolaş.
Herkes iyi, hoşgörülü,
Sağda korku solda telaş.
Gelen giden; saya saya yok, ilmi,
Cehenneme çevirdiler bu yurdu.
Birbirinden ağdırmadı hiç zulmü,
Cehenneme çevirdiler bu yurdu.
Tufan değil, bu bir sosyal zelzele:
Havaya, toprağa, suya:
Cemreler düştü duymadın.
Kâinat doydu uykuya,
Dedim uykuya doymadın.
Masum kanı emen asalaklara,
Onları, besleyen bataklıklara,
Bize kılıç çekip, saf tutanlara,
İslam ahlâkını, Türk töresini,
Adalet, kimseler bilmez dilimden,
Çıkagel, mevsimsiz ilkbahar gibi.
Hep aklıselimsen anla halimden,
Çıkagel, mevsimsiz ilkbahar gibi.
Dünya kendi için döner sanırlar,
Çıkarı herşeyden büyük olanlar.
Ne hak hukuk tanır ne utanırlar,
Çıkarı herşeyden büyük olanlar.
Vicdanı kör, sağır nefse uyarlar,
Araf sonsuzluğuna, bırakmışım kendimi,
Çırılçıplak yüreğim salınıp durmaktadır.
Gözyaşlarım yıkıyor yine gurur bendimi,
Her şeyi özetleyen bir nabız vurmaktadır.
Yokluğunun hüzünü; bir enkazı yakarken,
Gözlerin, gözlerime değende,
Yıldız yıldız bir ateş düşürüyor içime,
Yangınlar büyüyor uzaktan uzağa.
Biliyor musun?
Gönül sızım, Çoban Yıldızım..
Serinleten meltemler, eserdi püfür püfür,
Gün geldi hakim oldu; haram, yalan ve küfür,
Kalplere demir attı, istilacı gemiler,
Eridi yavaş yavaş, medeniyet ve kültür.
Sermeyin her yere postu erenler,
Kumaş belli değil, kir belli değil.
İmtihan gününe geldik yarenler,
Çözmez belli değil, Pir belli değil.
Merhaba Özcan abi. :) kaleminize hayran kaldığımı belirtmek isterim. Kendinizi tanıttığınız bölümdeki yazıyı da ayrıca çok beğendim.