Bu dünya yabanım, kara gurbetim,
Dalım kırılınca, soldum da geldim.
Sılam maveraya hala, hasretim,
Sanma ki, gönüllü oldum da geldim.
Türk'ü hedef aldı bütün kelâmlar,
Hem terör estirdi, hem kin kustlar.
Kılıçlardan daha keskin kalemler,
Karanlık günlerde korktu pustular.
Kış gelmedi ancak dağlar dumanlı,
Bu günler, dün gibi; dün, bugün gibi.
Meçhul gemisi var, bozuk dümenli,
Bu günler, dün gibi; dün, bugün gibi.
Halkın alınteriyle halka beylik yapanlar,
Bu kadar aç gözlülük Karun’a bile fazla.
Dünyalık çıkarlarla hakikatten sapanlar,
Bu kadar aç gözlülük Karun’a bile fazla.
Bir mazlumluk cübbesine bürünür,
Bukalemun, bu zamanda zalimler.
Hep adalet, haktan yana görünür,
Bukalemun, bu zamanda zalimler.
Hep güller boynunu eğdi,
Baykuşların ötme vakti.
Yazdık çizdik neye değdi,
Bülbüllerin gitme vakti.
Zehirler bal, ballar zehir,
Bülbül olmak uykusuz şafağı beklemektir,
Dikenlere katlanıp, güle yakın olmaktır.
Bir gülün açtığını görmek için emektir,
Bülbüllerin kaderi gül dalında ölmektir...
Bulutlar perde oldu, yerle gök arasında,
Düşlerimden diktiğim en nadide abide,
Aydınlığın dünyası gözle kaş arasında,
Yıkılıverdi birden gözlerimin önünde.
Tek başıma büyüttüğüm çiçekler,
Kırk yıl açtı, kırk yıl soldu sen yokken.
Kalbimizde mahpus yattı gerçekler,
Hep yeminler, yalan oldu sen yokken.
Anladık, hata da kusur da bizde,
Salkım saçak saçlı kara bulutlar.
Avucumuz açık gözümüz sizde,
Salkım saçak saçlı kara bulutlar.
Merhaba Özcan abi. :) kaleminize hayran kaldığımı belirtmek isterim. Kendinizi tanıttığınız bölümdeki yazıyı da ayrıca çok beğendim.