Şiir ince ruhlu insanların sanatıdır.
Sineleri har, kalpleri yar olanların.
Sitem dolu satırlar karalıyorum sana bu aralar,
Aklıma mukayyet olsun diye kalbimi avuçlarına bıraktım.
Beyaz bir gelinlik içinde sen
Gelinliğinle gittin
Avuçlarında kalbim
Ardınsıra aklım.
Kısık sesle şiir kusmak gibi
Bazen sevmelerim.
Özlesem bana, unutsam sana zul yazacak vicdanı mahşerim
Kavuşabilseydik
Ben şair, sen şiir olurdun
Ne kuytu bir köşe kalırdı
Yıllardır ismini heceledim,
sol serçe parmağımı öptüm uyurken ve uyanırken.
Uçuk kaçık hayallere teslim oldum,
Kavga etim, güldüm,
seninle,
Sen adımı unutmuş, beni hiç olmamış saymışsın.
Son demi bu
Başını sonunu düşünmeden üşenmeden
Her davetine gelişim.
Fütursuz, sorgusuz
İlmik ilmik nakış nakış
Yüzünü parmak ucuyla ezberleyişim
Sözün bittiği yerde başlar hicran
Karanlık aydınlığı kovalar
Geceler gündüze uzak
Merdi meydanla üflenir sura yeniden
Yeniden donanır ruhum hüzün çiçekleriyle
Uyku göze hasret,
Anla beni tutunamıyorum
Ellerim arkadan bağlı
Mil çekilmiş gözlerime
Bazen derin bir uçurum kenarı
Toprak kayar ayaklarımın altından
Sonsuzluk der bırakırım kendimi
Kırılgan umutlar taşıyoruz
Rüzgardan nem kapma işin bahanesi.
Gece açan çiçekleriz
Güneşi görünce sönenleriz.
Girdap, kuyu, karanlık koymaz bize,
Gecenin taa ucundayız.
Uğruna çekilen onca meşakkat onca zorluk
Kapalı kapılar önünde
Eyüp sabrıyla beklemek
Karanlıkta kaybolurken bir ışık parçası için yanıp kül olmak
Bir geceye bin peri masalını sığdırarak umut etmek
Sonra kavuşmak ve tek vücutta bir olmak hayali
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!