Atomu parçalamaktan daha zordu
Ruhunun derinliklerine inmek
Seni anlamak
İfadesi zor
Bir anlama oturtması imkansız
Sevginin farklı iki diliydik
Yerim yok, yurdu talan Gazzeli bir çocuğum
Kör bıçağa verilmiş Kurbanlık bir kuzuyum
Hani ilk kıblesiydim İslamın
Kadifeden sesiyle davetiydim Bilalin
Resul tavsiyesi Beyt-i Makdisin
Erken rüyasıydım Selahaddinin
Dikiş tutmaz dinmek bilmez acılarım var
Tende can, kafeste kuş yaralı
Sevdan yüreğimde
Yedi kapı ardında, yedi kilit
Sabır, özlem, keder ve umut
Karışır herşey birbirine
Gidenler değildi
Her gelen bir yanımızı alıp yarım bırakan
Hicrana bağlayan yaralar açan
Hemde kör bıçakla
Öyle acımaklı değil
Gaddarca, defalarca saplamaktan haz alarak
Gel etme
Avuçlarımda toprak kokusu
Gözlerinde rahmet var
Yıkansın bakışlarında kederim
Tohum topraktan semaya ulaşsın
Bitsin bu hasretlik bitsin bu gurbet
Bir insanın gidişiyle yıkılır mı bir şehir
Bomboş sokaklar, Viraneye dönmüş karanlık evler
İn cin top oynuyor boşluğunda kasvetinde
Yaşamdan eser yok
Yokluğun koynunda bir ben birde hasretin
Geldik, soluklandık ve gidiyoruz.
Vuslata ermeden
Umutlar sönük
Hayaller yıkık
Bir arşın bez
Kimine Ah
Git
Yalnızlığımda sana yer yok
Aşk iki yalnızlık tek kişilik
Soğuk bir kış masalı üşür odamda
Bedenimde ruj lekeleri
İçim daralıyor
Ömürlük çabadan sonra anlıyor insan
Hayatında bir kez olsun Aynaya dönüp bakmayan birine yapacak bir şeyin olmadığını.
Yol verin gitsin varacağı menzile ulaşsın ve görsün vefasızlığın nasıl bir ruh hali olduğunu.
Gölgende çiçek açmış
Zamansız bir fidanım
Rüzgar vurup savurmuş
Kurumuş bir yaprağım
Zaman Ruhumu yutmuş
Ruhum zamana esir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!