Şimdi kırılgan şiirler yazıyorum
Beni benden alan mahzun gülüşüne
Gözlerine bakmadan hüznün gölgesi düşer
Baktığım aynalara
Öyle ağlamaklı, ölesiye hasretle dolu
Bakma sen erkekliğe bok sürmeyişime
Gülüşünün yansıdığı aynalara düşmandım.
Kıskanırdım suretini gözlerinden,
Benim olman, sen olmam yetmiyordu
Mevcudat kıyama kalksın ikrar etsin istiyordum sana vurgunluğumu
Ayna bilir, ben bilirdim,
sen bilmezdin.
Yaralı bir kuşun kanadıydı esmer tenin
Narin, dokunulası
Geçmişten cam kırıklarıyla doluydu avuçlarım
O yüzdendi kaçışlarım
Hangi günahıma ortak etseydim
Hangi hatamı yakana iliştirseydim
Sen hayata açınca gözlerini
Ben yaşamayı,
Sen emeklerken, dik yürümeyi
Sen ağladıkça ben güçlenmeyi
Öğrendim.
Yaptığın her şeyin aynada bir yansıması oldu bende
Paylaşılamayan şeyler var şu hayatta
Acılar azalmıyor mesela
Ateş yandığı yerde kor
Hüznün ve kederin paylaşıldığı nerede görülmüş
Hangi yalnızlık geçmiş
Hangi gece kısalmış
Zoraki bir kabullenişle savurdu rüzgar beni
yaşarken ömrümü
Ölünce külümü.
Şimdi
İçinde acı ve keder barındıran bilgelik çağımdayım.
Tuttuğum nar olur elimde
Korkunun telaşı çöktü bu aralar
Uğursuz bir karabulut gibi üstüme
Pervasızca bırakıp gidişimden emindim oysa ki
Bıraktığım yerde
Bıraktığım gibi bulacaktım seni
Anladım dönmeyeceksin
Korku imparatorluğuna yenilmeyen duygudur aşk
Engel tanımaz bir direnci var
Gam, keder
hüzünle yazar
Yüzleşmeye inat aynalara adını nefesiyle
Kaybettikçe büyür, yenildikçe korla harlanır yakar karşısına çıkan ne varsa
Issız, terkedilmiş bir şehir gibi yüreğim
Lambalar sönük, binalar yıkık
Sayamadım kaç enkazda kaldığımı
Kaç kez ölüp kaç kez dirildiğimi
Üşüyorum
Korkuyorum seni ardımda bırakıp gitmekten
Babadan miras göğsümdeki madalya
İnaç, töre, gelenek
Adı her neyse işte
Bir kaftan uydurdular üstüme
Bana sormadan
Bedenime geniş ruhuma dar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!