Küçük bir dereydim denize dökülen
Gözlerinin hapsinde esir yaralı bir kuş
Esaretin böyle güzel olduğunu bilseydim
Savaş açardım bütün özgürlüklere...
Dalgalı kumral saçları vardı
Akdenizde kıyıya vurur,
Meltem gibi okşardı yüzümü
Hüzünlü kalbime meftun gibiydi
Susardı, konuşmazdı yara sarardı
Uzaktan kokusunu alır gibiyim
Aklı olan Eylülün neyini sevsin
Üşüten bir yalnızlıkta dökülen sarı yapraklar
Çıplak dal üşür hasretinden
Toprağa kök salmış umut kırıntısıdan
Çiğ taneleri dökülür güneşin doğuşuna
Yönü belirsiz rüzgar sesinden ağıtlar yükselir
Eyy ıssızlık
Gecenin koynunda ki derin sessizlik
Çiseleyen yağmur
Üşüten rüzgar
Dalga sesleri
oturduğum bank
Kalp aynı kalpti
Gönül aynı gönül
Farkeden sevdaydı
Farkettiren sevdanın konduğu dal, sığındığı limandı.
Bir zaman sonra dönüp baktığım yerde seni görmemenin bir önemi kalmadı artık
Bir tuğla fazla yada eksik farketmiyor
Gönül Viraneye döndükten sonra
Farketmiyor
Hangi yola koyulsam
Hasretin sancır yüreğimde
Yol yarım kalır
Ben bu denendik yolun
Gönüllü müdavimi
Atomu parçalamaktan daha zordu
Ruhunun derinliklerine inmek
Seni anlamak
İfadesi zor
Bir anlama oturtması imkansız
Sevginin farklı iki diliydik
Hasretin başladığı yerde gurbete düşüyor insan
Sonrası,
Talihin iki yüzü
Firake yanmış kül
Vuslata açmış gül düşer.
Yerim yok, yurdu talan Gazzeli bir çocuğum
Kör bıçağa verilmiş Kurbanlık bir kuzuyum
Hani ilk kıblesiydim İslamın
Kadifeden sesiyle davetiydim Bilalin
Resul tavsiyesi Beyt-i Makdisin
Erken rüyasıydım Selahaddinin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!