Kurudu içimden sama akan nehir
Çorak toprağına düşen bir tohum gibiyim şimdi
Filizlensem senin payına düşecek bir şey kalmadı bende
Çürüyüp gitsem ahı kalacak bende onca günahın
Araftayım
Kendimle konuşuyor, kavgam Kendimle
Sen uyurken ben yüzüne bakardım
Saçlarını okşar okşar öperdim
Yorgun bedeninde dolaşan
Arzız, hırsız elleri düşünürdüm
Kimler kandırdı seni kimler ruhunu sattı
Kudururdum sevgimden paylaşmış olmak seni önceleriyle
Öyle asfalt dilli değildi Yürüdüğümüz yol
Dar, patika ve uçurum kenarıydı
Ölüme yakınlımız kadar,
Ölümden korkmayışımız bundandı.
Bundandı özgür atların nal seslerinin kulağımıza çınlaması,
Çatlayana kadar koşup
Aşk
Tarife sığmaz, haldan anlamaz
Uslanmaz bir çocuk
Ömürde bir ihtimal...
Aklımdaki senle ilgili düşünceleri
Mihenk taşına vurmadan, hırpalamadan
Kırk temiz suyla yuydum yıkadım
Bir elbise diktim, giydirdim bedenine
Öyle asude, öyle ulaşılmazdınki
Yıldızlara dokunmak daha kolaydı
Ayırt etmeksizin seviyorum güzel olanı
Erkekte dürüstlük ve onuru
Kadında zerafet ve gururu
Çocukta masumiyeti
Annede şefkati babada gölgeyi
Dostta vefayı, düşmanda mertliği
Aynı Göğün altında
Bir mevsime mahküm yaşamak
Ayın parlaklığı kadar gerçek
Yıldızlar kadar uzak bir ihtimal Sevdan
Açtığın yaralar
Vedasız dosttan kalma hançer
Ayrı hayatların talibi olduk
Aynı gökyüzü örttü üzerimizi
Aynı yıldızlara baktık
Aynı şehrin kasveti çöktü üzerimize
Aynı iskeleden uğurladık birbirimizi
Aynı mekanda ayrı masalarda karşıladık güneşin doğuşunu
Gökten yıldızları ellerimle toplayıp
Saçlarına taç yapmak gibi
Uçuk kaçık hayallerim vardı
Gidişinle deniz yeşile, yeşil güneşe hasret
Serçelerin kanadı kırık
Çiçekler bağ bozumu
Sen bana bakınca
Gök rahmete gelirdi
Yağmur yağar
Toprak bereketlenirdi
Öyle güzel severdinki
Hasret kıskanır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!