Unuttum teninin kokusunu
Burnumu sızlatan hasretin
Şimdi buram buram
Silindi gözümde hayalin
Belli belirsiz bir resim anılarım da
Sesin
Ne kadar erken uyansam
Farketmez
Hep geceye uyanırım
Yatak, yastık, yorgan
Beni tanımaz
Ben ıssız sokakların uslanmaz
Çocuklukları sevilmemiş
Şefkat ve merhamet görmemiş
Mutluluğa aç insanların
Kuş sütü eksik sofralarında
Hangi duygu yeşerdiyse
Köksüz, budaksız bir ağaç
Zaman geçti, ömür bitti
Ben hala bıraktığın yerde
Aynı hazin hikayenin
Tek başına oynayan kahramanıyım
Gül serpili yollar taş kaldırımlar
Yağmur sonrası gökkuşağı
İkimizde sonu belli olan bir aşk hikayesinin
Mağdurlarıydık
Gizlimiz saklımız yoktu birbirimizden
Zamanı gelmesin diye Susardık konuşmazdık
Bu yüzdendi bakışlarla anlaşmamız
Öyle ya dile vurmağa bakardı bu tılsımın bozulması
Var git yoluna uğurlar ola
Koca okyanusa düşen bir su damlası gibiydin
Kimin umurunda
Kimliksiz, tarifsiz bir tutulmaydı aşkın
Karşılığı olmayan bir paranoya
Durulmak bilmeyen bulanık bir su
Ondokuzuncu yüzyıldan kalma duygularıma
Yirminci yüzyılda çare arıyorum
Uzaktan mahçup bir bakışla yangın yerine dönen yüreğimi
Günü sonlandıramayan aşklarla söndürme çabam
Olduğumla, olmak istediğim arasında derin bir uçurum
Bedenimi doyururken
Aklından söküp atsan yaptıklarımı
Düşermi cemre gönlüne
Açarmı karbeyaz papatyalar
Öpmeye doyamadığım gamzelerinde
Bir damla yaş olsam aksam göz pınarlarından
Sönermi içindeki yangın
Sana çok öfkeliyim bu aralar yine
Yasakladım kendime adını anmayı
Sana hüzünlü şiirler yazmayı
Sonra ansızın bir şarkı çalınıyor kulağıma
Gardım düşüyor, yüreğim üşüyor
Hangi uzun yolun yorgunu yüreğin
Yaşamak güzel her şeye rağmen
Düşünsene
Anı mezarlığına gömülü ne kadar güzel şey varsa
Vukuu bulan bir sabaha uyanmışız seninle
Bekar evinde tek kişilik yatakta
Birbirimize sokulmaktan kan ter içindeyiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!