Bahar her sabah göklerden gelen paslı seslerin,
Gıcırtısı ile dalardı kulaklarımıza
Yüzlerce çelik ağızlı makaslar kesiyordu,
Göklerin mavisini
Havada cehennem gibi bir gürültü şakırdıyordu
Ürkütücü acayipliklerin dahli olanlar,
Savaş nidası ‘Tekbiri’ şiddetin şifresi yaptılar.
Her daim saldırganlık yolunda bir zindelik,
Ezen mağrurlar karşısında olması gerekirken,
Ezenlerin diline dolandı tekbir.
Hasretin diken oldu yüreğime batıyorsun...
Belki sen de beni düşünüyor,
Gözleri açık mı yatıyorsun
Aşkımız budandıkça zamana yarıyordu,
Sevmeyecekse gözlerin,
Aşklar sesli başlar,
Sessizce biter.
Kaç yürek ötemdesin,
Hiç bu kadar uzağımda olmadın.
Hayatında ne yaşıyorsa insan,
Genelde kendi seçimidir.
Kendi seçimi olmayan yaşadıkları,
İnsan yüreğinde eğer
Bir dayatmaya dönüşmüşse yaradır.
Deniz dinlendiği zamanlarda sahildeki kayalıklar nefes alır.
Yalnızlık büyük bir kalabalığın hazırlığıdır.
Satırların arasında hep tedirginlik dolaştırır her koşuk
Çünkü kaygıdır yır
Okur olmak meraklı ve haz dolu bir bekleyişi tercih etmektir.
Sen hep konuştuklarımı duyuyorsun,
Ya sustuklarım
İçinden geçenleri dışından geçenlere göstermek,
Ne kadar zor
Bir yazan bilir, birde susmasını bilen...
Mevlana bir sözünde diyor ki;
✓ Kalp deniz dil kıyıdır. Kalpte ne varsa dile o vurur.
Ayrılığımızın çok uzun sürdü arası,
Yalnızlık öğretti sebebini bize uzaklığın nedeniydi dil yasası!
Lodosun okyanusla savaşı gibi cebelleşiyor,
Bencil çıkarları için gözü kimseyi görmüyordu,
Şimdi canımın içinde özü bir çiçek kökü gibi çürüdü
Gözyaşları ne işe yarar,
Okyanusların suyunu boşa harcadıktan sonra,
Yerli saatlerimizi şaşırtan yabancı saatlerin istilasıydı,
Saatten kastımız, zaman ölçer aletler olmayıp,
Bizzat zamanın kendisiydi.
Kendimize göre yaşamımız,
Düşünüş tarzımız, giyim kuşamımız,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!