Nuray Özgüney Şiirleri - Şair Nuray Özgüney

0

TAKİPÇİ

Nuray Özgüney

bilirsin yaralar vardır yaralar
kimi insanın bedeninde iz bırakıp onu işaretleyen
kimi insanın ruhuna işleyen ve
onu zenginleştirip güzelleştiren yaralar
onlar ki üzerlerinde bize geçmişin gerçek olduğunu
hatırlatma kudretini taşıyan yaralar

Devamını Oku
Nuray Özgüney

tadını çıkararak yaşamak yerine,
her şeyi ıskalıyoruz hayatta.
hani gönlünce,
hakkını vere vere,
sevemediğimiz gibi hiçbir şeyi,
kızmasını bile beceremiyoruz yerli yerince...

Devamını Oku
Nuray Özgüney

Yaralarından korkma ey yar
Sararsın beni pansuman yerine
İyileşirsin
Sonra alırsın eşini dostunu karşına
Gülüşür oynaşır neşelenirsin
Hiç önemi yok zaten

Devamını Oku
Nuray Özgüney

Sabah kalktığında bir plan yap.
Olağan sıradan bir günün planını.
Hani şu her gün yaşadığın ve bir tanesini de
bugün yaşayacağın günlerden birinin planı olsun.
Sonra, içinden geldiği gibi istediğin
bir yerine bir kırmızı çizgi çek.

Devamını Oku
Nuray Özgüney

Sensizliğim kadar derin, derinliğim kadar sensizim
Güneşsizim, gölgesizim, nefessizim, bensizim
Fısıldıyor kulağıma, nihayetsiz yokluğunu önsezim
Sensizliğim kadar derin, derinliğim kadar sensizim

Beklemeye mecalim yok, çıkmış canım gidiyor

Devamını Oku
Nuray Özgüney

Garip bir hüzün bulaştı sesimin rengine
Buğulu, ıslak, hazin duyanı yakar
Hastalık zannedip çok uğraştı da
Onu benden silemedi doktorlar

Cisimlendi acılarım sanki yüreğimde

Devamını Oku
Nuray Özgüney

Acı acı çaldı gecenin en karanlık sularında telefonu adamın. Sıçrayıp kalktı uykusundan ve hemen açtı telefonu. Telaştan görememişti arayanın kim olduğunu ama hemen tanıdı o buğulu sesin sahibini. Şimdi daha bir buğulanmıştı sesi, yağdı yağacak yağmur bulutu gibi konuşuyordu kadın.
“Biliyor musun” dedi, acılı, acıtan bir sesle “o öldü ve kulağımdan hâlâ kum taneleri çıkıyor”
Sessizce fısıldanan bir “öyle mi? ” den başka bir şey söyleyemedi adam.
“Evet” dedi kadın. “hâlâ kum taneleri çıkıyor kulaklarımdan, birlikte yüzdüğümüz dalgaların bana armağan ettiği ve ben onları O’nun olmayan mezarının toprağına katıyorum ve gözyaşlarımı ekmeğime. Ama toprağa düşürmüyorum incilerimi. Söz verdim kendime, O’nun için ağlamayacağım”
Adam sessizce eğdi başını, düşünmeye başladı. Sanki, uzansa dokunacak, dokunsa kırılacak kadar yakınındaydı kadın. Acısını öyle derin öyle yürekten hissetmişti birden. Çok tanıdık bir acı olduğundandı belki de. Belki de kadının başkası için akıtmama sözü verdiği gözyaşları gibi O da kadın için akmama emri verdiğinden gözyaşlarına. Uzun, upuzun bir sessizlik oldu telefonda.
“Biliyor musun” dedi kadın, “Ayrılıktan daha çok içime koyuyor, şöyle doyasıya veda edemeyişim. Nasıl da içim yanmıştı son defa öptüğünde yanaklarımdan. Nasıl da hissetmişti yüreğim aslında bunun bir son olduğunu. Ben daha köşeyi dönmeden O’nun ihanetini sırtına dolayıp en âşık olduğu aşkına koşacağını nasıl da bilmiştim”

Devamını Oku
Nuray Özgüney

Kulaklarım nasıl bilir bir yalanın tınısını
Burnum nasıl alır kokusunu
Gözlerim nasıl görür sönen ışığı
Bir yüreğin etrafındaki yalanlarla
Nasıl da öldürür sevgileri
Güveni nasıl sarsar temelinden

Devamını Oku
Nuray Özgüney

Yanlış dizdiğimi tüm tuğlaları
Bu yaşıma gelmeden anlayamadım
Aldım önüme tüm enkazımı
Ve sağlam bir temele otursun diye hayatım
Sıfırdan duvar değil
Sıfırın altından temel örmeye başladım

Devamını Oku
Nuray Özgüney

unutmaya çalışmadan anlayamazsın
hafızanın ne kudretli bir sultan
ve ömrün unutmaya yetmeyecek denli
kısa bir an olduğunu;
zamanın unutmayı değil de
yalnızca alışmayı öğrettiğini;

Devamını Oku