Kar tanesinin yüreğinde baharı duyumsuyorum
hiç yaşamasam da
hep özlremli bir dilenci olsam da
donduran karanlıklarda yüreğimi yakıyorum
tutuşuyor dağlarda ateşler
tohumlara dallara su yürüyor
Koşturur durursun soluk soluğa
katlanırsın ya sabır çekerek
günlük hayatın kurallarına
hep yapmak zorunda oldukların vardır
taşırsın durmadan birşeyleri
anlamalısın vermelisin uymalısın
24 Ocak 1993 bir kara gün
kirli satılmış eller yazdılar tarihe ölüm
senin bedenini değil yüreklerimizi bombaladılar
ve şimdi hırçın bir karanfile dönüştü hüzün
sorgulayan korkusuz sesimiz ışığımızdın
her parçan güneş oldu biz tek çığlık
YAŞAMAK GÜZEL ŞEY BE KARDEŞİM
Nazım’ın bir dizesiyle başladım.Ve MENDELSON dinliyorum.
Ben iç barışı olan,hemen her koşulda,mutlu olmayı başaran biriydim zaten.Ama özgür olunca,istediğim şeyler avuçlarıma düşmeye başladı.
İçimden uçuyorum,sevinç rüzgarlarıyla.Hemen hemen bir ay önce,belediyede engelliler meclisi kuruluş toplantısına gitmiştim.Sıra bana gelince:Epey yumuşak olmaya çalışarak,konuştum.
Herkes hazırlıklı gelmişti.Ben ne olacağını bile bilmeden,apar topar gitmiştim.Doğal,özgüvenli ve vurucu konuşmam,herkesi çok etkiledi.Bir tek beni alkışlamışlardı.
Birçok dernek başkanı-yöneticisi vardı o toplantıda.Ben,ikisiyle iletişime geçmek istedim.Kendi savaşımımı verirken.Diğer engelli insanlar-çocuklar için de çalışabilirdim.Onlara,yararım olacağına inanıyorum.
Akdenizin öte yakasından bir rüzgar eser buraya
bu sıcak esinti kan barut kokusu çelişkiler getirir bana
Afrikalı kardeşim prangalarını bir bir kırıp özgür olma yolunda
alnındaki kara yazgısını silip kaderini elleriyle yapmakta
Himalayalardan doğu rüzgarları eser buraya
bu gizemli esinti acı korku umutsuzluk getirir bana
Gözlerin alabildiğine gökyüzü
güneş bulut şimşek yağmur
saçlarında rüzgar mevsim mevsim
yüzün unutulmuş bir akşamüstü
yüzyıllardır uyuyan volkandır yüreğin
hani bir silkelensen düzen yeniden kurulur
Gel diyorsun
bütün zincirlerini kır
yozlaşmış yargıları
eriten tutsaklıkları
bakışlarınla ışıt karanlıkları
ağız dolusu yıldız tükür
Bozbulanığım yine
zamanın sessiz çığlıkları yırtıyor kulak zarlarımı
acımasızlığını vurguluyor geçen anlar
omuzlarımda tonlarca ağıt
avuçlarımda köpük köpük kan
dudaklarımda tuz tuz ağu
İçimde bitimsiz sevgi yağmurusun
sarp kayalarda biten bir sarı çiçek
özlemlerden süzülen iki damla gözyaşı
perdenin aralığındaki bir demet günışığı
sonsuzluğun yalım yalım tutkusu
mavinin günyanığı gizemli türküsü
Koptu halka
dağıldı zincir
dört bir yana savruldu
inciler elmaslar
ayaklar altında kaldı
tuz buz parçalandı
Yaklaşık üç yıldır tanıyorum kendisini...
tam bir insan evet tam bir insan.
her hücresi sevgiyle yaratılmış sevgi abidesi muhteşem bir yürek...
umudu görmek isterseniz, Nilgün Acara bakınız.
sevgiyi görmek isterseniz yine ona bakınız.
bir insan nasıl olmalı diye dşünüyorsanı ...
Seni merak ediyordum. Şiirde ustalaşmışsın; kutluyorum.