Nilgün Acar Şiirleri - Şair Nilgün Acar

Nilgün Acar

KARMAKARIŞIK
Sanırım,taşlar yavaş yavaş yerine oturmaya başladı.Hayatım,istediğim yöne akmaya.
Dün,Ayşe’ciğim aradı.Kalacağım çok uygun bir yer bulunmuş.İnanılmaz bir şey.İki yıldır,tatil yaptığım apart otel odam,şimdi evim olacak.Hem de çok uygun ücretle.
Başka,herhangi bir yerde oturmama gönülleri razı olmamış,Ayşem le,Hürriyet hanımın.Hem her yere yakın.Hem de tanıdık bir yer olduğu için,süper güvenceli.
Mucizeler devam ediyor.Tatilimin bittiği son gece çok ağlamıştım.Şimdi anlıyorum ki o gözyaşlarımın,her damlası görülmüş.
Asla hiç aklıma gelmezdi,o apart dairenin evim olacağı.Daha da doğrusu,Alanya ya bu kadar çabuk yerleşeceğim.

Devamını Oku
Nilgün Acar

Doludizgin
soluk soluğa
içinden geldiğince
çağlayanlarca akarak
sımsıcak
hesapsız kitapsız yaşanır aşk

Devamını Oku
Nilgün Acar

ANNEM’LE SÖYLEŞİ

Başımdaki kulaklıktan,RODRİGONUN GİTAR KONÇERTOSU doluyor ruhuma.Sen bu konçertoyu,ne kadar çok severdin? Yıllar önce,aradığın yorumu buluncaya dek,ne kadar aramıştık? Ve telefonumda zil sesi olarak kullandığımda,hemen sana da aynısını yapmamı istemiştin.Yapmıştım can.
18 Mart’ta,ışık olup gidişinin 2. yıldönümü.Zaman,iki ucundan tutulup çekilen lastik gibi uzadıkça,uzuyor.Oysa her şey,normal akışında.Ama benim için geçmiyor sanki.Bir ucu bırakılsa o lastiğin,sanki çok uzakların da ötesine fırlatılacağım.Şu an hala geriliyor,geriliyor.Kopar mı dersin bir gün? Evet,kardeşim de senin gibi giderse? onarımsız kopar ve kimsenin bilmediği boyutlara fırlatılırım.Uçları,yavaşça bırakıp,her şeyi dengelemek gerek.Şimdilik ben o sürekli gerilen lastiğin üzerindeyim.Gittiğini,aynı gün söylemediler bana.Oysa,çok güçlü bir biçimde hissetmiştim ben.Çok hırçındım,yerimde duramıyordum.Herşeye kızıp,bağırıyordum.Tam seni mezara koyarlarken,aramışım kardeşimi.Telefon açılmayınca,aklıma senin gittiğin geldi.Ama konduramadım.B.Sayarımla oyalandım.Üç gün sonra,kardeşimi kapıda görünce,öylece kalakaldım.Sarıldı bana ve anneyi kaybettik dedi.Çok az ağladım.Öylece kaldım kardeşimin kollarında.Tüm yoğun duyguları,birden yaşıyordum.Günler süren gerginliğin bitmesi.Bir sonuca ulaşmanın,tonlarca ağırlıktaki bir yükün bırakılıp,hafiflenmesi.Bitimsiz,tanımsız bir yangının başlaması ve daha neler,neler? Sen hastanede yatarken.Ele avuca düşmemen ve artık çektiğin acıların bitmesi için.”Gitmek istiyorsan? git anneciğim.Ben kendi acılarıma razıyım.”Diye dua etmiştim hep.Gitmeyi seçmiştin,sana saygı duymalıydım.Dediğimi yapmalıydım.Yaptım anneciğim.Hiç show yapmadım.Kimsenin yanında ağlamadım.Sanki her şey normalmiş gibi davrandım.Başım dimdik,onurlu,sakin.Kızın hep şaşırtır ya insanları.Yine şaşırdılar.Dünyamız gibi,mağmamı içimde sakladım.Uzay boşluğunda,ıssızlığın ortasındaydım ama karanlıkta değildim.Ayın yanılsamasına aldanmadım hiç bilirsin.Yüzüm ve tüm varlığım hep güneşe dönüktür.İçimdeki mağmamı sıkı sıkı tuttum.O da,güneşin bir parçası değil mi? Daha da büyütmez mi insanı? Hiçbir şey,eskisi gibi değildi.Ama anneciğim.Kutsal olan ne varsa? yemin edebilirim ki,görünmeyen-güzel güçler hayatım boyunca olduğu gibi,yine beni korudular.Hep birileri oldu yanımda,tanrının armağanı olan birileri.Onları,sevgi ve minnetle anıyorum.Şimdi birlikte olamasak ta,sevgileri duruyor içimde.
Kardeşim ve yeğenimle,kırkını yapmaya eve gittiğimizde.Kapıdan girince,çığlıklarımı güç bastırdım.Senden yaşça çok büyük teyzelerim,mutfağımızdaki kanepede oturuyorlardı.Belki çok ayıp ama anneciğim.NEDEN ONLAR DURUYOR DA,SEN YOKSUN? diye yumruklarımı sıkıp,tırnaklarımı avuçlarıma batırdım.Kaçıp gitmek geldi içimden.Oysa kalmalı ve çok kısa sürede evi toparlayıp,her şeyi yoluna koymalıydım.Evet,daha uçakta,organize etmeye başlamıştım her şeyi.Kardeşimle benim,çok az zamanımız vardı.Çalışıyorduk,işe-gereken yaşamlarımıza dönmemiz gerekiyordu.Canım anneciğim.İnsanlar bize,senin gidişinden çok daha fazla acı çektirdiler.İnanamadım,hayatın bu yüzüne.Ne kadar maddeci,hırslı ve bencildiler? Senin eşyalarını kapışmak için yarıştılar.İnsanın elinin kiriydi,benim için bu basit şeyler.Ve sürekli kirleniyorlardı.Midem bulanıyordu.Kardeşimle hastalanıyorduk.Sıkıldığımızı,bunaldığımızı kimse anlamadı.Kimse yardım etmedi bize.Hem onlara hizmet ettik,hem de o koca evi topladık.Sevgili eşyalarını,kıyamadıklarını,yok pahasına elden çıkartmak zorunda kaldık.Yıllarca emek emek alıp biriktirdiğim kitaplarımı bile alamadım.İçlerinde,kendi yazarlarından-şairlerinden imzalı olanlar vardı.Bi dolu anıydı onlar benim için.Değeri,asla hiçbir şeyle ölçülemeyecek olan o sevgili kitaplarımı alamadım.Evim yoktu.Koyacak yerim yoktu.Gözlerimin önünde,amansızca yağmalandı,hazinem.Suskun,buruk,şaşkın bakakaldım.İçim acıdı anne.İçim çok acıdı.Sen de ne çok severdin kitapları.Anlamadılar,kimse beni anlamadı anne.O kitaplar-anılar bir daha yerine gelmez.Keşke diyorum.İçimdeki mağmam,sel gibi aksa da.Tüm kötülükleri,bencillikleri,acımasızlıkları yakıp,kül etse.Her işi bitirip,evden çıkarken.Kardeşimle,odaları tek tek dolaşıp ağladık.Evimiz çok güzeldi anneciğim.Sen de ne çok severdin o evi? Yanına geldiğim zaman,seninle hep mutfağımızda otururduk.Kocaman,apaydınlık bir mutfaktı.Konuklarımızı da oraya alırdık.Sıcacık,senin soluğunla,benim neşem-kahkahalarımla dopdoluydu.Sen o evin,tümüyle benim olmasını istemiştin.Babam izin vermemişti.Eğer benim olsaydı? Satmazdım o evi.Hala gözlerimin önünde.Sen kanepede uzanmış,kitap okuyorsun ya da uyuyorsun.Ben de masada kitap okuyorum.Bazen de komiklikler yapıp,seni güldürüyorum.Komşular bile alışmışlardı,kahkahalarıma,konuşmalarıma,şarkı söylemelerime.Her anneler gününde,sana şiir yollardım ve sen önüne gelene,
Zorla okuturdun.Apartmanın kapısına bile asmışsın şiirlerimi.Evet anne,bebeğim kardeşimle,o harika evimizden ayrılırken ağlıyorduk.O zamana dek,sanki sen ölmemiştin.Bizi bekliyordun.Diğer kardeşimi beklemedik,kaçtık hemen oradan.Biliyor musun anne? Telefonum ya hiç çalmıyor,ya da çok az çalıyor.Seninle her gün konuşurduk.Bazen günde birkaç kez arardın.Çok uzun zaman,annemi aramadım,hemen arayayım duygu ve düşüncesini atamadım üzerimden.Sonra,ama o artık yok ki diyerek kırılışımı,ellerimin iki yana düşmesini,gözlerimin nemlenmesini,yaşadım hep.Anne biliyor musun? Kimse seni rüyasında görmüyormuş.Ama ben çok sık görüyorum.

Devamını Oku
Nilgün Acar

Burası Ahmet Kuddusi huzurevi
yurdun dört bir yanından gelen
kanatları kopuk kuşlarız
her birimizin yüreğinde binbir yara
hüzün okuyorum bütün yüzlerde
yalnızlıklar dağlarla yarışıyor

Devamını Oku
Nilgün Acar

BU GÜN SENİN DOĞUM GÜNÜN

Evet anneciğim,bu gün senin doğum günün.Yüreğimle,düşüncelerimle kutluyorum doğum gününü.İnsan yalnız,gözyaşiarıyla ağlamaz.Tüm hücreleriyle,iliklerine dek acıya keser varlığı.Yeraltındaki mağma gibi kaynar,eritir,her şeyi,kendine katar hüzün.Hani bir şarkı var.Candan ERÇETİN söylüyor.” PAYLAŞILMIYOR HÜZÜN/PAYLAŞAMAM YOLU YOK BUNUN/ANLATAMAM SÖZÜ YOK BUNUN “Diye bir bölümü var.Evet,sözü ve yolu yok.Acının ve hüznün ötesine geçtim.İçimdeki mağma,gözlerime vursa da deli dalgalarla.Ağlamıyorum.Bir yetişkinin olgun zerafetiyle taşıyorum.Böylesi,klasik bir tümce de vardı bilirsin.Aa anımsadım.Hem zaten,sen bana ağlamayı yasaklamıştın.Ama anne,niye yasakladın ağlamayı bana? Keşke seni dinlemeseydim.İstediğim an,istediğim yerde ve kişinin yanında,ağlamayı öğrenseydim.Çığlık çığlık içim.Ama susuyorum,hep susuyorum.Dişlerim,yumruklarım sıkılı,susuyorum.
Gittiğin yerde,doğum günü kutlanıyor mu? Nereye gittin? Ölmek nasıl bir şey anne? Sen gittiğinden beri,hep bunu düşünüyorum.Yılanlar deri değiştirerek,daha bir büyür ve güzelleşir ya.Öyle bir şey mi ölmek? Yani,yeniden doğmak.Şu anki görme yetimizin ötesinde,bambaşka bir boyuta mı geçtin? Bedenini toprağa bırakıp,ruhunla çok parlak bir ışık olarak,bilmem kaçıncı boyutta mısın? Belki yanımdasın.Ama henüz o yeteneğe ulaşamadığımdan ben seni göremiyorum.Seni öyle özlüyorum ki anne.Ne olur iyi ol gittiğin yerde.Ve sonsuzluğun sonsuzluğunca mutlu.Seçenekli ya da seçeneksiz,bu dünyada mutlu olmadın.Çok acılar çektin.Ruhsal-bedensel hastalıklara yakalandın.Çocuklarının,yani bizim dışımızda,kimse yanında olmadı.Milyarca emsalin gibi kendini yaşayamadın.Şimdi kendini yaşıyor musun? Artık kendin ol anne.Herşeyi olanca yönleriyle görerek mi davranıyorsun? Sahi,ne yapıyorsun gittiğin yerde? Orada ne yapılır? Çok merak ediyorum,kulağıma fısıldasana anne.Hiç senin yaşadıklarını,yaşamak istemedim.Yaşamadım da.Belki o yüzden,ele avuca sığmayan,önüne set çekilemeyen,bir çılgın ırmak oldum.Sanırım,kendi denizimi de yaratacağım.İki kardeşim de,seninkine benzer yaşamlar sürüyorlar.Yüzyılların kısır döngüsü.Biliyordun öyle olacaklarını.Çabaladın ama engel olamadın.
Güneşli,çok güzel bir Nisan günü.Senin yüreğin ve yüzün gibi.Başucumdaki duvarda asılı olan.Gören herkesin hayran olduğu,harika fotoğrafınla konuşuyorum hep.Seni içimde duyarak uyuyorum.Çok boyutlu yalnızlığım,canımı acıtsa da,her şeyden mutlu olmam gerektiğini biliyorum.Bunu daha bir öğrendim.İçimdeki ve önümdeki ışığı görebiliyorum.Anne gel,bu kez doğum gününü,sadece ikimiz kutlayalım.Sana ellerimle yaptığım armağanlar vereyim.Yeni çıkan kitabımı sunayım,gözlerimdeki ışıklarla.Çikolatalı pastanı,ilk sana yedireyim.Bu kez,şampanya patlatalım anne.Benim kahkahalarımla birlikte.Balığı çok seversin,ben de.Balık yemeye gidelim,yanında şarap olsun.Bol kaymaklı,ekmek kadayıfı da ısmarlarım sana.Denizin içinde,bir lokantada.Seninle,Ankarada parklara,İstanbulda da deniz kıyısına giderdik.Otobüs yolculuklarımızda,beni kıtlıktan filan çıkmış sanırdın.Hep,sana onu alayım,bunu alayım derdin,yanımızda bir sürü yiyecek olduğu halde.Ooof istemiyorum anne diye isyan ederdim.Bağışla,gözlerimden akan birkaç damla için.Çok güzel şeyler yaşadık seninle.Ve dünyanın acılarını yüklendik.İçim rahat anne.Sana hep layık oldum.Gerçekten sevmeyi bildiğim için,seni ve kendimi özgür bıraktım.Çok iyi yaptığımı biliyoruz.Seni,senden çok sevdiğimi şimdi daha iyi anlıyorsun değil mi? DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN ANNE.İki yıldır bu dünyada olmasan da.
Nilgün ACAR 20. 04. 2008

Devamını Oku
Nilgün Acar

Biliyor musun
dün gece rüyamda seni gördüm
sımsıcak
ve sımsıkı sarılıyordun
dünyalar benim olmuştu
inan

Devamını Oku
Nilgün Acar

Sevgilim yağmuru dinliyor musun
doğanın en güzel ve ilk ninnisi
damlanın gizini çözüyor musun
binlerce yaşamın tatlı ezgisi

damlalar elele ırmak oluyor

Devamını Oku
Nilgün Acar

Bu gün senin doğum günü bebeğim
nice mutlu yıllara meleğim
sonsuza dek hep benimle ol
masmavi gülüşlerle çiçeklensin dudakların
gözlerin en görkemli güneşleri kıskandırsın
yüreğin gibi güzel bir yaşam sür

Devamını Oku
Nilgün Acar

G Ü N L Ü Ğ Ü M D E N – 2
Ateşim var Tutku.Tüm bedenim ağrıyor.Çok hassas bir bünyem var.Kendimi nasıl koruyacağımı? Şaşırıyorum.Boş ver be Tutku.Bunlara aldırmam ben.Geçer nasılsa.
Tutku,içim içimi yiyor.İnsanları çok seviyorum ama bazen da midemi bulandırıyorlar,iğreniyorum.Çocukların ve arkadaşlarımın el emeği-göz nuru üretimlerinin sergisinin başında ben duruyorum.Ağzı,küçük bir çizgi halinde,para kutusunu,gözüm gibi kolluyordum.Öyle de yapmam gerek zaten.Kutuyu muhasebede boşalttırıp,parayı teslim ettikten sonra.Yavaş yavaş biraz birikim olmuştu tekrar.Kardeşim geldiğinde,iki tane güzel şamdan almıştı ve ederini atmıştı kutuya.Hafta içi,kolay olsun diye,danışmadaki kızın dolabına kilitliyorduk.Para azken,orada dursun,bir şey olmaz.Ben çantamı bırakıp gidiyorum demişti.Kuşkuyla karşılamış ama onun isteğini de yapmıştım.Gerçekten,haftalarca bir şey olmadı.Her sabah koşarak gidiyor,ilk önce kutuya bakıyordum.Ve ne yazık ki,bir sabah kutudaki miktarın çoğunun alındığını,içim acıyarak gördüm.Kutuyu açmadan,o küçücük çizgi gibi delikten para çıkartmak,çok güç.Epey uğraşmak ve ellerini çok iyi kullanmak gerek.Bir de uzun bir zaman.Demek ki bunu,sözde sağlıklı ve en hafif deyimle,alçak-vicdansız-iğrenç biri yapmış olmalı.Bence,en adi suç hırsızlıktır.Ama o engelli çocukların-gençlerin-öğretmenlerimizin ve benim emeklerimizin karşılığını çalmak:Tanımlayamayacağım derecede aşağılık bir suç.İnanamıyorum.İnsan,gider dilencilik eder hiçbir şey yapamıyorsa? Yine de böylesi bir parayı almaz.Ama oldu işte.Ve herkesin suçlayacağı tek kişi de benim.Kutuyu niye orada bıraktın? Demezler mi bana? Haklılar da.Kendi gözümde de,ben hatalıyım.Kendi sağduyuma,mantığıma,sezgilerime güvenmeli ve kendi bildiğimi yapmalıydım.O kızı dinlememeliydim.Ama haftanın son günü,ona söylemiştim.”Kutuyu oradan al olur mu? ” Diye.Almamış.Olsun,bu benim hatamı ortadan kaldırmaz.Yine Candan ERÇETİN’in bir şarkısı geliyor aklıma.(ONLAR YANLIŞ BİLİYOR/KİMSENİN SUÇU DEĞİL BU/ONUN SUÇU DEĞİL BU/KADER OYUNU DEĞİL BU/BU BENİM SUÇUM.) Gerçi Nasrettin hoca da, “HIRSIZIN HİÇ Mİ SUÇU YOK? ” demiş.Ama gerçekten hatalı olan benim.Gereksiz yere iyi niyet göstermemeliyim,işi asla şansa bırakmamalıyım.Cezamı çekeceğim.O parayı,fazlasıyla kutuya atacağım.Tutku,ödemek hiç önemli değil.Zaten her an,bir şeylere bedel ödemiyor muyuz? Yapılan hareket,çok iğrenç geliyor bana.Eminim o kişi,her gün beni görüyor ve yüzüme gülüyor.İçinden de gülüyordur,ne aptal diye.Kimseye,kolay kolay kötü dileklerde bulunmam.Ne ki, o hırsıza çok kötü şey diledim.Allah bildiği gibi yapsın dedim.Zaten,hayatta herkes yaptığının karşılığını almaz mı? Yanılsamalı ve göreceli olarak,almıyormuş gibi görünsek te,alıyoruz hak ettiğimizi.
Tutku.İnanamadığım bir olay da:İnternette,Antoloji.com adlı bir kültür sanat sitesi var.Orada da,ilgi alanına göre gruplar bulunuyor.Eskiden çok grupta,üye ve yöneticiydim.Üretimimi engelliyor diye,çoğundan ayrıldım.İkibuçuk yıldır,bu sitedeyim.Zaman-zaman ve dururken,sözde kültürlü,sanatçı geçinen insanların saldırılarına hedef oluyorum.O psikopatları,kolaylıkla geri püskürtüyorum.Çünkü,gerektiğinde çok sivri dilliyim.Eskiden,uğraşır dururdum.Susturana dek kovalardım.Baktım ki boşa zaman kaybı.Fazla ilgilenmiyorum onlarla.Sadece bana değil.Gruplarda insanlar,olmadık şeyler için kavga ediyorlar.Tartışmıyorlar,hakaret ve küfür ediyorlar birbirlerine.Dünyada,ülkemizde onca konu,sorun dururken.Bu kavgalar,neyi çözümler,değiştirir ki? Sadece nefreti körükler,insanı yalnızlaştırır.Ben,bunları hiç sevmediğimden ve çok yıprandığımdan,artık hemen kaçıyorum öylesi hırçın gruplardan.Ben,sevmeyi seviyorum.Güzel dostlukları seviyorum.Her tür olumlu üretimi,çoğalmayı seviyorum.Yaşadığın sürece öğreniyorsun,sevgili Tutku.Görüşürüz.Vedaları da sevmiyorum ve veda etmiyorum.
Nilgün ACAR
14. 09. 2008

Devamını Oku
Nilgün Acar

İyi ki tanıdım seni
iyi ki sevdik birbirimizi
seninle
yaşamıma hep güzellikler geldi
ve iyilikler mutluluklar
yüreklice

Devamını Oku