Dün öğleden sonra ölüm avuçlarımdaydı
sevimliydi küçük yuvarlak çıkmazlar
her gün yaşadığımız ölümlerce maskeliydi
saatlerin yelkovanlarında şarkımı söylerken
evrenin bütün canlılarına bölünmüştüm
solmuştu mavilerim tüm denizlerden uzakta
Salt
beni sevmeniz yetmez ki
can dostlar
birbirinizi de hoş görüp sevin ki
ben
gerçekten mutlu olabileyim
KAYIK VE UÇAK
Hemen hepimizin düşleri vardır.Benim gibi epey sıra dışı birinin de,uçuk-kaçık düşleri olur elbette.
Ramon’la oturmuş söyleşiyorduk.Bana,bir şarkı üzerine harika bir düşünden sözetti.
Sezen AKSU’nun AH İSTANBUL şarkısı,gerçekten de insanı,oradan oraya savuruyor.Şarkı,sanki film şeridi gibi açık ve net,gözler önünde canlanıyor.
Ramon bir gün,bir kayığa binip,hiç arkasına bile bakmadan,gitmek-hep gitmek,sonsuzluğa uzanmak istiyor.
SALT IŞIĞA KESMEK
Nilgün Acar’ın yeni şiirleri, yine onun bir şiirindeki kendi sözüyle anlatılabilir ancak:”Salt ışığa kesmek…” Baştanbaşa, tepeden tırnağa ışık olmak…
Bu nasıl bir şey?
Boğazımda takılı kalır hıçkırıklarım fakat ağlayamam
akmak ister gözyaşlarım ama akıtamam
hep suskun daima kilitlidir dudaklarım
çın çın çınlar çiçek çiçek açar kahkahalarım
işte benim tek ve en büyük yalanım
hayat sahnesinde her gün aynı oyunu oynarım
Mutluluk yüreklerde dilediğince hora tepiyor
çılgın kahkahalar dudaklarda sere serpe çalım satıyor
eller alkış dilinde alabildiğine birşeyler haykırıyor
ışıklar kararsız bir sevgili gibi nazlı nazlı dansediyor
ve sahnede garip giysili bir adam tek başına
elinde görünmeyen değneğiyle bu kalabalık orkestrayı yönetiyor
GÜLEYİM M İ? AĞLAYAYIM MI?
Çoğu kez olduğunca, bir garip şey daha geldi başıma. Böylesi şeylerin, paratöneri miyim ne?
İki aydır filan, çamaşır makinem bozuk. Doğru dürüst pek kimseyi tanımadığım için,bir türlü yaptıramadım. Önüme gelene soruyorum,” Tanıdığınız var mı? ” diye.
Çalıştığım yerdeki, lokantacı komşu Mustafa bey: “ Yarın gel beni al. Biraz anlarım, bir bakayım. “ Demişti dün. Ben de bu gün gittim. Güneşin altında bir süre bekledim. İşi bitince, oturduğum siteye geldik.
Daha siteye bile girmeden. “ Burada oturduğunu niye söylemedin? Ben burada yöneticiyi dövdüm. Şimdi yine başım belaya girer. Herkes tanıyor beni. Girmem ben oraya.” Demez mi? Duyduklarıma inanamıyordum. “ Ya saçmalama. Şimdi herkes işinde, gücünde. Seni kim görecek? Gel hadi.” Diye çağırdım. “Yok gelmem.” Yanıtını aldım. “Hiç olmazsa kapıyı aç. Ben açamıyorum, çok ağır” dedim. “ Kapı açık bak deyip, gitti.
Kapı, asla bulunduğumuz yerden görünmez. Öylece şaşkın, kalakaldım. Apartman kapısı, benim açamayacağım kadar ağır. Anahtarımı çıkarıp, kapıyı açmaya çalışırken. Üç genç kız geldi. Onlar açtılar ve beni asansörle, evimin kapısına bıraktılar.
Gece telefon çaldı
açtım sendin
nerdesin
seni seviyorum dedin
sanki tanrı bana bir öpücük vermişti
yüreğim sımsıcak uyudum
Ben mavi dünyanın
büyük özlemlerin
çılgın coşkun kızı
renkli şiirlerin içeriğinde
duygularımı yansıtırım
usunda mutluluklara dilenen
Yaklaşık üç yıldır tanıyorum kendisini...
tam bir insan evet tam bir insan.
her hücresi sevgiyle yaratılmış sevgi abidesi muhteşem bir yürek...
umudu görmek isterseniz, Nilgün Acara bakınız.
sevgiyi görmek isterseniz yine ona bakınız.
bir insan nasıl olmalı diye dşünüyorsanı ...
Seni merak ediyordum. Şiirde ustalaşmışsın; kutluyorum.