Ayrılığında vuslat,
Birlikteliğinde hasret.
Coşkunda durgunluk,
Sessizliğinde azgınlık var...
Ne masum bir ihanet.
Bakışınla sımsıcak sevgi katarsın.
Gülümseyerek doğaya başka bakarsın.
Sözcükleri nakış gibi işler, küpe yaparsın.
Benim altın kalpli öğretmenim.
Yıldızlar kadar engin, deryadır bilgin.
Zeytin gözlüm, kır çiçeğim, bağ bozumum.
Çorak vadilere düşüp, susuz mu kaldın.
Gecenin yarısı, uyku tutmaz, hüzünlü gözler,
Sen de benim gibi, tek başına yalnız mı kaldın.
Aynada zülüflerin tarayıp, omzuna saldın.
Nice baharlar, kışlar geçti yaşımdan.
Ömrümü tükettim, çilem dolmadı.
Dünyanın derdiyle, dertli başımdan,
Bir tek kendime hayrım olmadı.
Gün oldu ekmeğime katık olmadı.
Mazrufu değerliymiş neyleyim!
Kimden gelmiş belli değil,
Üstünde zarfı yoksa…
Sökerim kalbimi atarım billâh!
Beni bu derde salıp giden,
Sevgili mezardan çıksa…
Bey kızıymış çingeneymiş fark etmez!
Önünde diz çöker kulu olurum.
Canıma kastedip ateşe atsa…
Lütfedip parmağımı oynatmam.
Dünyayı ayağıma serip, cenneti verse,
Nazarımda bir pul ederi yoksa…
Bastığın toprakları,
Hasret gözyaşlarıyla suladım.
Yüz sürdüm gezdiğin yerlere,
Ayak izinde kokunu aradım.
Geceler, karanlığına sinmiş kokunu,
Bana geri vermediler.
Yakından görebilseydim.
Dokunabilsem saçının tellerine birer birer.
Doya doya öpebilsem dudaklarından.
Kızıllığında yanıp küle dönseydim...
Uzansam kucağına sere serpe,
O güzel gözlerinin derinliğinde.
Kendimi kaybedip gidebilseydim.
Duyabilsem dilinden dökülen sevgi sözcüklerini.
O an mutluluktan ölebilseydim...
28.02.2012
Necmettin ÖZGÜRSOY
Suçum vicdanım oldu,
Bir kuru gözyaşına meyletti gönül.
Ak ile karayı ayırt etmeden,
Bir kara vicdana kul etti gönül.
Şahinim yüksek uçar, alttan geçer mi?
Beyler tahtta oturur, yere düşer mi?
Akıl doğru ise, fikir şaşar mı?
Bir haspa önünde lal etti gönül.
Gülün goncasında dudağın buldum.
Her gördüğüm bülbüle adını sordum.
Bir vefasız yoluna ömrümü serdim.
Dost düşman dilinde ar etti gönül.
Tükendi takatim kalmadı gücüm.
Koskoca bir hayatın meyvesi hüzün.
Gönül kırılmışsa, görür mü gözün.
Bunca gamı kederi kâr etti gönül.
Necmim dara düşmeyen iyilikbilir mi?
Yaşanmamış sevginin ahtı kalır mı?
Kıymet bilmez nankörden hayır gelir mi?
Heba olan yıllara kahretti gönül…
Necmettin ÖZGÜRSOY
23.01.2012
Bu gün kar yağıyor, hava sıcak değil mi?
Buzullardan geriye donuk kalp kaldı.
İnce ince yağan küçük kar taneleri;
Sımsıcak sevgimi beyaz örtüsünün altına aldı…
Her tanesi düştükçe söndü ateşi.
Beynimdeki hüznü söküp aldı.
Önce üşüdüm, titredim ayazın soğukluğunda.
Şimdi gönlümü, kar tanelerinin sıcaklığı sardı.
Geriye beyaz örtü gibi, yeni bir sayfa kaldı…
Bu gün kar yağıyor hava sımsıcak.
Beni kar tanelerinin mutluluğu sardı.
Çocuklar gibi şenim bu gün.
Kanadına kar taneleri düşen, serçe gibi,
Hür ve özgürüm bu gün.
Kar taneleriyle coşar ve uçuşur,
Serçenin kanatları gibi çırpınır,
Yeni ufuklara doğru koşarım bu gün…
Bu gün kar yağıyor hava sımsıcak.
Her tanesi bir ayıp örter.
Tabiat gelin gibi süslenmiş.
Gelecek ak ve temiz bu gün.
Karamsarlığa yer yok, hayal ufkumda bile.
Aklım, fikrim, gönlüm berrak bu gün…
Odunum kömürüm yok,
Garibim bu gün.
Kurtlar, kuşlar gibi aç,
Bir buğday tanesine muhtaç.
Ama bulutlar gibi, çılgın ve özgür.
Çiçekler gibi solgun, rüzgârlar gibi küskün…
Açlığım daneden değil, sevgidendir.
Beni kalbimin boşluğu üşütür.
Sarıp sarmalar kar taneleri.
Alır gönlümü yamaçlara düşürür…
Bu gün kar yağıyor, karaları beyaza döndürür.
Isıtır donuk kalpleri, buzulları çözülür.
Tane tane düşer gökten, gönüllere…
Dağılır kederler, sevgiye bürünür…
Necmettin ÖZGÜRSOY
01.03.2012
Bir sessizlik sarar ufku,
Dert kervanı gelir dizi dizi.
Kim demiş dünya büyük diye,
Öyle olsaydı, bulur muydu hep bizi.
Gözlerimden dökülen yaşlar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!