Rafine edilmiş günler dehlizi
Kaçıncı kez tüketilmiş her biri
Hangi doruktan kim bilir nereye uçmuş.
Bedende tezgah kurup siftah etmiş bezirgan
Yoklaşan silüet kuruyan ayrık otu silikon gülüş
Kırmızıya dönüştü cumartesi..
Kim bilir hangi yüreği sobeledi gelincik tarlası
Adın neydi sahi senin?
Barut kokuları sinerek toprağa
Yağmurlarda çoğalınca
Kimileri
Hurda bir egzosun
Oracığa düşüp
Çürüdüğünü sandı.
Sözcükler ufalandıkça
Pike yaparak düşer görürsün harflerini
Şen Lady'nin
İşsiz kalmamak için dolanıp durur
Çöp tenekelerini bay karga
Bir bahar günü…
Bir erkek bir kadın silüeti…
Birkaç damla gelincik yağmuru…
Kimileyin
Anımsamak yaşamakla aynıdır
Sustu susacak şiir
İçeriden kilitlenen kapılardan birinin ardında kalarak
Ay ışığının kıyısında kenarında gözlerini gezdirirken yorulup
Uykuya teslim olacak.
Gecenin kokusu yıldızların kokusu börtü böcek kokusu
Makyaj bozuldu
Duruldu yüzüm
Kendileştim
Kimseler ayırdında olamadı kendileştiğimin
Gizemler paylaşıyoruz gözlerimizle.
Üstümüzden bilmediğimiz kuşlar geçip gidiyor
Alışıyorum mavi kirpiklerine
O değin kısa sürüyor ki seninle birlikte olduğumuz zaman
Ölüler yerlerde serili
Som kardeşliğin ana damarını
Deşip kanatıyor demir bilyeler
Kızgın barut ten’e değdiğinde
Şiirler
Nikel paralardan ve sevdalardan
Çok daha fazla yaşlanıyorlar
Günlerce gölgesine sığındığımız
Şu koruluk kayboluyor
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti