Dokunmayın yaşamlara
Kendince gelişsin yurt,sanmasanız da
Hepimizin …
Soluduğumuz ondan
Ekmeğimiz suyumuz acı soğanımız ondan
Canımız ciğerimiz onun bozkırlarından
Kurtuldu kınından
Şöyle bir savruldu kalem
Havı değer değmez oldu keskinliğinin
Bırakmadı
Pılını pırtısını
Dağın taşın kurdun kuşun ne söyleyeceğine bakmayacaksın
Gönül denizinin dalgalarını kim durdurabilir
Kendimde kalırım seni severken
Senin kıyılarını döverim köpüklenerekten.
Gülü koklar gibi seni
Sana uzandığım yolculuklarda
Dönüşümü öldürmek için bütün yollara barikat kurarken
Sevdim seni.
Sesine nefesine yüzündeki kır çiçeklerine
Vurularak…
Dostlarım,
‘’Türkiye Büyük Millet Meclisi halifeliğin değildir ve olamaz….’’
Gazi Mustafa KEMAL
Şimdiye tırmanıyor seda
Öfke, sonunun zarar olduğunu bilse
ne yazar
Ayaz kendi yoluna düşermiş
Ortalıkta it sürüsüyle palavra
Belleklerde suskun duran sone
Danalarımız
Daha yeni tosuncuklaşmadılardı
Fiyakalarını görmedik ama
Çıkar foyaları
Katıksızsa
Karanlığına katlanmak gerek
Karanlıktır aşk
Dumanı derinlere sızan ayrılıklardan eksik
Söz et bana
Pus yükselerek eriyecek.
Karşı kendini görücüye çıkarıyor süslenerek
Irmak kıvrımından sıyrılır
Birazdan sarılır ormanın eteğine
Songüzün dönekliği bu,yeniden yollara koyulması,gelip bulması bizi.
Aynı yerde duruyor zaman.Dizginlenemeyeceği yalanmış akreple yelkovanın.
Hiç beklenilmeyen anda nasırı böyle çatlıyor demek ki unutulmuşlukların.
Saat kaç diye sormayacağım
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti