Necdet Arslan Şiirleri - Şair Necdet Arslan

Öteki sularda seferdeydim
Güneşi kucakladım her gece.
Parmak uçlarıma basarak yürüdüm dalgalar uyanmasın diyerek
Tek yıldızı almak için avuçlar dolusu kum verdim aracılara

Katışmak yaşama

Işığı arayan bir tomurcuğun
Kana kana bakması gibi güneşe
Bir şiir şavkıması emekleyen bebeğin telaşından
Öteki sulara kulaç atmak Akdeniz’den

…/ GÜNCEL…
Günaydın Dostlarım,
1920’nin 23 Nisan’ında ‘ULUSAL EGEMENLİK’ dedik.
Kurtuluş’u ve Kuruluş’u bu bilinçle elde ettik.100.yılının dolmasına 5 kala karşıdevrim son kozlarını yıkmak için oynuyor.
Tarih gün gün kaydını tutar.
Son 13 yılın kayıtları daha çok sayfayı doldurmuştur,bu kesin!

Bu akşam
Bu şiiri yazmaya gücüm yok
Biliyor musun

Yılgınım
Yorgunum

Sayfaların içinde yer değiştiriyor renkler
Birden elimden kayıyor fırçam
Turuncu karşı iki yakaya takılıp kalıyorum
Sesiz bir davetle birbirimizden habersiz
Sanki okyanusun dalgalarını ateşle yarıyoruz
Kendimizden geçtikçe köpükleri yarıyoruz

Kağnılar birbirlerini geçerek kaygılar
taşıyorlar kapımın önüne.
Geriye çekiliyor gece
Düğümleniyor parmaklarım
Bir kaçış arıyorum bilinmezliğin bordosundan
Bütün alanlarımı çevreleyen anlamsız çözümlenişlerden

Bu acı çığlık ufalanarak sana geri dönüyor
Saplanıp kalmak çamurlu yolda
Bir istasyona ulaşma tutkusu ağır basıyor
Ağır basıyor bir disketi silmek
Yaslanılan gecenin içinde
Ocağın başında seni kimler bekliyor

Evrenimizi yerinden oynatmaya çalıştılar 2016’da da gizli güçler. Oysa yıllar geçtikçe uygarlığın gelişeceğine, bilincimizin daha da parlayacağına,insanlığa zulmedenlerin tahtlarının yıkılacağına inanırdık.
Öyle değilmiş!
2016 bizleri çok acı gerçeklerle yüzleştirdi.
Ezgilerin sınır tanımaksızın bütün coğrafyalara yayılacağını düşlemiştik.
Büyük bir yanılsamayla karşı karşıya kaldık…
Her kurguda yaşamı kolay kılmayı ereklerken,her gün bir başka yerde savaşların hortladığına ve yıkımlarına,ölümlerine tanıklık ettik.

İki zeytin tanesi gibi bakarken gözlerin
Kızıl dolunay kıskanır seni seyre daldığım için
Gecenin içinde çoğala çoğala giderken büyü
Uzanır ellerin
Usul usul dokunur bedenime.

Yıllar uçup gidiyor başımızın üstünden
Kıyısından kenarından geçerek yönlerimizin
Sen her koşulda
Buram buram kavruluşumsun toz pembemsin
Anlamımsın en duru halinle
Öylece kal derim sana