Kendi topraklarında tuttu köklerini
Ve emzirdi kocamanlaştırdı kodamanlaştırdı
Sonra boz emrini vereceklere teslim etti onu
İlkin kundak bozuldu sonra pınarlar kurutuldu
Ocak ateşlerine kül serpildi daha sonra
Aşkın aşkınlanmasında diri parlak yürek sesleri
Yıllardan özenle taşınmış güneşin tükenmeyeceği yere
Yine orada olacaksın bu yıl da
Bütün çiçekler yolunu gözlüyorlar.Bütün polenler kıskançken üstelik.
Aldırmamak gerek onlara.
Gün batımına dokunan yel
Alçaldıktan sonra öptü fıskiyenin sularını
Ferahladı kor karanlık atlas bürümcüğünün içinde
Mavi ovanın cırgıtları dalgalara üşüştü
Issızlıklarsa fısıltılara
Hiçbir şey duyulmaz oldu
Kimindir,hatıra mıdır bilmem ki
Her yerin değişeceğini güzelleşeceğini sanarak birkaç yaşanmışlığı bırakmışlar
Sakin misin diye soruyor çelik,
Suratının en kuytu yerine şangır şungur iniyor su.
Söndürülüyor öfke.
Yok hayır siyah martının neyi kursağına indirdiği
Koyu karanlık…boş duraklarda
Fırtınanın telaşı
Sarsıyor…hızla
Ürpere ürpere sokuluyorum
İstemesen de sana
Algıyı zorlamaya gerek var mı bu kadar
Ne hayran ne hazır eşikteki soğuk savaşa nisan
Çiçek de yaprak da bu toprakların süsü
Sıkboğaz etmeye birazcık sıkılır insan
Taşmıyor fiske fiske
Alnıma yapıştırdığım ter
Üstümüzde serili bulutlar
Kadim kuraklık içinde
İnanasım gelmiyor
Yüzümü kırmızıya nasıl boyadığını
Sonralardan biri miydi
Yeşilin tonu
Bilemezdim.
Kamaştırmak için
Kızıllaşırdı sararırdı şavkıması
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti