Damla toprağa düşünce
Ezelden beri
Bir tohumun sancısını duymuşumdur
Tohumsa belki tanır belki tanımaz beni.
//* TÜYOLAR...
.
Şimdi tüy hafifliğiyle yanı başımıza kurulur.Deli dalga
Telaşla sağa sola ve arka arkaya ve katı
Buselere.Hemen üstümüzde bir salkım toy bulut onun üstünde
Buralarda
Saplanıp kaldık
Alnımıza vuran ışıkla tavlandık
Çelik ateşlerde gevredik
Yönsüz sokakların örsünde
Ölüler yerlerde serili
Som kardeşliğin ana damarını
Deşip kanatıyor demir bilyeler
Kızgın barut ten’e değdiğinde
Bir bahar günü…
Bir erkek bir kadın silüeti…
Birkaç damla gelincik yağmuru…
Kimileyin
Anımsamak yaşamakla aynıdır
Sustu susacak şiir
İçeriden kilitlenen kapılardan birinin ardında kalarak
Ay ışığının kıyısında kenarında gözlerini gezdirirken yorulup
Uykuya teslim olacak.
Gecenin kokusu yıldızların kokusu börtü böcek kokusu
Şiirler
Nikel paralardan ve sevdalardan
Çok daha fazla yaşlanıyorlar
Günlerce gölgesine sığındığımız
Şu koruluk kayboluyor
Makyaj bozuldu
Duruldu yüzüm
Kendileştim
Kimseler ayırdında olamadı kendileştiğimin
Gizemler paylaşıyoruz gözlerimizle.
Üstümüzden bilmediğimiz kuşlar geçip gidiyor
Alışıyorum mavi kirpiklerine
O değin kısa sürüyor ki seninle birlikte olduğumuz zaman
Muhteşem şiirin usta kalemini yürekten kutluyorum saygılarımla
Dayanılmazlıkların yüklerini taşır..bir tebessüm karşılığına..
imgeler kondurur içinden
kayıtlara geçmemiş şiirlerin..o aranan. arzulanan tebessüm
dev dalgaların arasında gün ışığı...yaladıkca sevdalı yürek atışını..başlar yaşamsal adımların en soylusu..
değerli dostum sayın ...
Kül oldu zaman
Kül oldu deniz.
Çözemedim beyaza iz bırakan dolambaçların zincirlerini
Hayatın labirenti