Onca kuşatmalardan
Kurtulmuşsan az hasarla
Ve sen, yaralı yüreğini
Onarmak için çıkmışsan yola
Aradığın sakin bir limansa
Dönüp ardına son kez bak yolcu
Yaşamın tadı, tuzu mu kalmamıştı. Yoksa ona mı öyle geliyordu? Boğulacak gibi oldu birdenbire. Pencereyi açtı baştanbaşa, olmadı. Rahatlayamadı. Sakalları uzamıştı. Boş ver dedi. Kirli sakal moda olalı her gün tıraş olma derdimiz de kalmadı nasıl olsa.
Vakit ikindiyi çoktan geçmişti. Gün kavuşacaktı nerdeyse. Attı kendini sokağa. Ana baba günüydü sokaklar caddeler. Kurban pazarı, doluydu hala günün bu saatinde. Pazarlık edenler sallıyorlardı tuttukları eli dakikalarca. Sonra alıp gidiyorlardı kesimhanelere. Kurban kestiği günler geçti film şeridi gibi gözlerinin önünden, ailesiyle birlikte mutlu günlerinde.
Sahil boyunca yürüdü. Denizin iyot kokusunu derin derin çekti içine. Martıların çığlıklarını duymuyordu bile. Önce işsiz kalmıştı, sonra da eşi terk etmişti evi. Yeter! dedi… Hep birden gelmeyin öyle üstüme üstüme.
Erkekseniz birer birer gelin hele. Oturdu deniz kıyısında bir banka. Anılar,acı -buruk bir içkiydi sanki. Dolmuştu elindeki hayali kadehe. Yudumladı sessizce. Sordu kendine: ben nerde yanlış yaptım? Hata kimde? ...
“Çanakkale’ nin Çocuk Şehitlerine”
Yıl 1915, yer Çanakkale
Havada kan ve barut kokusu
Yabancı donanmalar denizde
Dönmüştü yarımada mahşer yerine
Koca bir gemici düğümü atmıştım üzerine
Yeminliydim çözmemeye
Kıyamadım yalvarmasına
Özgür bıraktım göçebe sevdamı bu gece
Düşündüm de lütuf değil verdiğim bu izin
Gönlümün dert yükünü çeken yüreğime
“ Anne, günahlarım ne zaman başlayacak? ...”
“Büyüdüğün zaman yavrum”
“ Peki. Ne zaman büyüyeceğim? ”
“ Koltuğunun altında tüyler çıkmaya başladığı zaman…”
“ ……… ”
Karda başını topraktan çıkaran iki kardelen çiçeğiydi sanki aşkları. İlkbaharda yeşerdi. Kar sularıyla coşan çavlanlarca aktı yüreklerinden. Mesafeler özlemleri büyüttü, büyüttü büyüttü…Utangaç sözcükler biriktirdi kadın geceler boyu yüreğinde, sevgi dolu.Dili kıskandı sözcükleri, gizledi. Söylemedi bir türlü sevgiliye.
Adam da inadına yürekli:
“Seni ne kadar sevdiğimi bir bilebilsen ” dedi kadına…” Nerden bileceksin ki? ..”.Ve sıraladı en sıcak sevda sözcüklerini.
“En parlak yıldıza senin adını koydum” dedi kadın. “Sırdaşım oldu benim. Anlattım ona bir bir sana ait ne varsa içimde. Sor istersen. Sen benim yüreğime demir atalı yosun tuttu palamarlarım. Bil ki bu liman cümle gemilere kapalı. Şımarık bir çocuk gibidir aşk. Nazlandıkça nazlanmak ister. Bilirim, bir gün her güzel şey gibi bu aşk ta elbet biter.”
“Nefesin nefesime, sesin sesime karışabilse” dedi adam.” Dokunabilsem ellerine. Erisem gözlerinde.”
” İşte bu yüzden, dedi kadın, sırf bu yüzden yetemem sana. Gel, yol yakınken dön. Aşk dokunmak ister.Vardır mutlaka birileri yanında, yörende. Bana verdiğin emeği bir başkasına harca…”
Çocukluğun kaldı baba evinde,
Takılıp davetkâr gitar teline,
Hem ağlarım, hem giderim dedin de
Bizi mutlu ettin Nazlı' m, bebeğim
Kapıldın bahtının tatlı yeline,
Mahşerin dört atlısı gibi geçiyor zaman
Baharlar ekiyor da, zemheri biçiyor insan
Çöle düşen bir yağmur damlasıyken
Ve yüreğimde mıh gibi çakılıyken sevdan
Bak, nasıl da dökülüyor
Hazan yapraklarınca yaşam
Özne sevgiliyse şiirde
Günebakan çiçeği olur dizeler
Yönelir sevgiliye
Vatan,
Bir avuç toprak mıdır sadece?
Nilüferler suyu,
Bir ömür koştuğum okul yollarım
Uzaklaştı benden kaçarcasına,
Yıllardır yuttuğum tebeşir tozlarım
Yükseldi semaya uçarcasına.
Doyamadığım yuvam,kutsal ocağım
seni düşünüyorum ıssız bir kuyunun dibindeymişim gibi çıkamıyorum bir türlü kuytu dereden tek başıma yolumu bulamıyorum çalıların arasında üşüyorum ve seni düşünüyorum...
bağcılar çilingir
http://www.bagcilarcilingir.net/
Canımmm melek annemmmmm
15 TEMMUZ DEMOKRASİ VE BİRLİK GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN :))
https://www.youtube.com/watch?v=maTeCQo9jUg
Emre Aydın - Sen Gitme