........................“aşı tatilinde bir orman
.........................rüyaya düşüyordu ağaçlarına konan kuşlar”*.
yeniden yaratmak için bizi
ormanı aşıladılar önce
yılana terk ettim yaban sesimi
yolum iniş
yol yokuş
yol taşa köle
taş küle
ürkek asmaya inat
kaçakçı yuvalarda
toygarın aradığıdır bilinmeyen
“ölüm bir tohum muydu acaba? ”*
.............“yüzü çevresidir insanın eskir
.................ama yeniler yalnızlığı kendini”*
canavara dönüşen gök saten
enseye salıyor buzdan soluğunu
sıradanlığını atlayıp pembe rüyanın
çiseleyen günlere geçtik
ruhunu çürütmüş teknoloji kölesinin
Süheylâ’ya ne fısıldadığını duymadı kimse
payına düşen aşk
cana geliyor en ağır eskitilen kış
sesine sarılıyor taze cenin
suyu okşadı biri
taşı unuttu
toprakla sınanırdı bahar
erken solan takvimin
sillesiyle ufalandı cam
yüksekten esti rüzgâr
başoyuncu, oyunbozan
teatral cendere yediler âleminde
“ölümden önceki tuzak
traji-kolik hayatımın tirajı komik öyküleri
süs arıyor bir yanım intiharlarıma
cinayet süsü.” – Özge Dirik
Sevda Kenti'nin Öyküsü’nü dinlemek ister misin?
İstersen son şiirime bir göz at… Sevgilerle.
şiirinizde yorgun ve sarhoş bir yaprak gördüm onu aldım ırgat'a verdim...
bu sitede ender şiir yazanlardansınız..
saygı sevgi