Karlı sokakların geçmiyor yası
Camları buz tutmuş pusludur hava
Kaldırımlar yaşı eriyor taşı
Pusu atmış katil tuzağı ava
Aydınlık ufuklar sönmez güneşi
Utanır mı kendinden? Deme gülüm söyleme
Usum keskinleştikçe kendim cahil görürüm
Kırgınlığım kendime cesaretim eyleme
Yengin gözyaşlarıyla aşk ehlince eririm
Dileğimdir Tanrımdan yeniden doğmalıyım
İnsan olmak zor mu sana
Aç gözlüğün bakar zina
Oyalanma git yoluna
Yobazlığın zamanı mı?
Sevmek insan elin’dedir
Günaydın ruhum ışığım alım
Ağarıyor işte gün pencerene bak
Ne olur uyanık kal derin nefes al
Şarkısını işit daldaki kuşun.
Besle ilhamları billur akan
Güzellikler kaplamışsa evreni
Essin rüzgar bırak kopsun fırtına
Birde sığınmışsan eğer, kuytu limana
Ne mutlu sana işte bak! Sımsıcak...
Gülümsüyor güneşe yıldızlar.
Aşkımız vuruldu kalpler incindi
Gök yaşını silmez bulutlu bugün
Çekildi kanımız mertlik gücendi
Kaldırımlar gülmez umutlu bugün
İstiklalim gonca gülleri açar
Aşk ile başlayalım işe
Sevelim herkesi pürneşe
Pozitif olmayınca düşünce
Beyin ne desin bu işe
Acı poyraz esmiş süpürmüş yazı
Bir gelin yaş döker sabah ayinde
Titreyen bedeni kıştır ayazı
Öter dertli baykuş dili yayında
Ötme baykuş ötme seni vururlar
Taç yaparım başıma, dualarım mabut’ a
Kifayetsiz aşk olmaz, sev gönülden ödünsüz
Kadın yârdir, anadır; gönül sığmaz tabuta
Cennet olsa dünyamız, boş hülyadır kadınsız.
Talih kuşu uğramaz, konmaz ulu gölüne
Bir şehir kuralım surları engin
Batayım seyrinde kahve gözlerin
Karalım tohumu ormanlar bengin
Biteyim küründe kahve gözlerin.
Sarhoşum leblerin Kevser mi suyu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!