Ey Ali Cengiz ey !
Yolunu erken aldın yine
Yola düşmeden; Yol yapılmadan
Ey Ali Cengiz ey !
Bir ipte kaç cambaz oynar
Çağdaş medeni hukuk
Adalet karşısında
Aciz, ilkel kalıyor Firuze
Onca suçun faalisin ;Aşkta
Bir kez bile çıkmadın mahkemeye
Filistin'in başkentinde
Tacı tahtı Kudüs'de bulunur
Barışın yıldızı Mescid-i Aksa
Filistin'in başkentinde
Tacı tahtı Kudüs'ün içinde
Fırıl fırıl döner fırıldak
Akşam başka sabah bir başka
Söylediğini kendi unutur
İnkar eder durur kendini
Tarihin tozlu raflarında
Senin kadar eski
Ve senin kadar taze
Hiçbir şey yok Firuze
Kimine göre bir tesadüf
Galiba kabullenmek istemediğimden
Beynim işine geldiği gibi yorumluyor
Yoksa nasıl kurtarır yüreğimi
Her gün ''Bir doz gerçek''
Her gün ''Bir jilet kesiği bin pansuman''
Ve böylelikle acılar zamana yayılıyor
Gece gelir ansızın yar aklıma
Gündüzün telaşından kurtulunca
Uyku tutmaz bir daha bedeni
Canlanır öldüğünü sandıklarım
Unuttum diyerek avunduklarım
Sen hiç sevmedin
Sen hiç görmedin
Sen hiç bilmedin
Benim halimi
Artık yoksun
Biliyorum
Uzaktayım bir yerde
Bakma boşuna
Gizli kalan kuytu köşelere
Bir vesile bulursun belki
Gerçek katillerin elleri silah tutmaz
Ve hiçbir zaman sızlamaz yürekleri
Gözleri görmez öldürdükleri bedenleri
Duymaz kulakları kurbanlarının seslerini
Ne kadar çok dilek tutulmuş olsa da gece vakti
O kadar çok düş sönmüştür şafak vakti
''Ayaklarının üstünde durması için illa iki ayağımı olmalı insanın''
Veda anında nokta ;Birinin sözü biterken, diğerinin sözünün başladığı yerdir.