Yazmak için yazmaz şair
Duymak için konuşmaz
Ya yaşadıkları ağır gelir
Ya kalemini susturamaz.
İçi buruktur her vakit
Mutluluktan pek anlamaz
Soğuğunda sıcaktım oysa ben
Yanında bir başka
Çölünde sarmaş dolaş kum
Özgür bir balıktım okyanusunda.
Kutsaldım nefesinde
Gamzende bir damla
Kendimi görüyorum ay ışığında
Bir yüzüm ak diğer yüzüm kara
Gece siyahını çekmiş üstüme
Yıldızlarını başıma salıyor sonra
Umutlarım sokak lambaları kadar sönük
Sevmenin ötesindeydi seninle olmak
Kalfalık yapmak gibiydi tütün işçilerine
Ya da amalelik çay bahçelerinde
Sonra
bardakta çay olmaktı
tütün kokmaktı nefeste.
Seninle anlam kazanıyor tüm şiirlerim
Bilmediğim kelimelerin manasını sende buluyorum
Dizelerim başıboşluğunu kenara bırakıyor seninle
Sıralanıyor bir biri ardına seni yazıyorum.
Uçsuz bucaksız ovalar toplanıyor avucumun içine
Hırçın volkanlar uysallaşıyor
Serseridir gönül laf dinlemez pek.
Kelebek sanır kendin, her çiçekte ayrı zevk.
Sabahtan akşama ömrü kısacık ancak,
Bilse uslanacak fakat kim söyleyecek.
Zevki sefa hoş tabi değmeyin keyfe.
Bir çay demle can suyundan.
Bir türkü söyle efkârlı olsun.
Biraz sohbet dosttan düşmandan
Birde bakış yüreğime dokunsun.
Öyle bir bak ki gözlerimin içine
Dilim lal olsun nutkum tutulsun
Şaşmaya görsün pusula
Dönmeye görsün göz
Hiddeti düşman başına
Ne güç kalır ne güçsüz..
Ateş sarmaya görsün çam
Sırtını
geçmişe yaslamış bekliyordu gelmesini geleceğin.
Şu anı öemsediğinden midir?
yoksa yüzünü çevirdiğini mi bekliyor işte o muamma.
Yorgun gözleri denizin yakamozuna dalmış
çehresi mutlu, mutsuz bir çelişki arasında.
Sanki bir yanım boş gibi
eksikmiyim neyim kendime
Gelsen diyorum hadi
Tam etsen beni kendimle
Bilirsin aşkta beceriksizim
Gel demeye takatsiz dilim
Bir derdinizi paylaştığınızda
Asıl sen benim ne yaşadığımı biliyormusun diyerek sizinle sorun yarıştıranlara,
Olayları gözünün içine soksanız dahi
Yörüngesini başka yöne baktıranlara,
İyi gününüzde
Kötü gününüzde yanınızda olmayanlara
Hatta kendi iyi ve kötü hallerini ...
VEDA
Bir bir vedalaşıyorum.
Sanmayın;
Yatlarımla,katlarımla ya da çocuklarımla olduğunu.
Benim gibi bir adamın sahip olduğu sınırlı objeler kastım.
Önce kırk yıldır beni bağrına basan; yatağımla, yorganımla ve yastığımla.
Sonra;
Günlük üç dört kez çay de ...
Şiir, kelimelerin birbiriyle dansı,
Şair ise onlara kalemiyle eşilk eden bir kavalyedir.
M.ÖZGÖREN