adam, yıllarca en güzel anı için sakladığı elbiseyi giyer.
'Artık yeter! isyankarlığın da ki aynasından, güç bela ayrılıp yaralı bir kuş yüreğinin,ritmik dansını gölgede bırakan kalp atışlarının titreme babında sirayet ettiği ayaklarına,zorda olsa hükmederek beklemeye başlar..
O dolap hiç açılmayacak,
Aklın beline düşüp
Akmışsa tenasülden
Medet umma be gafil!
Aldığın şu gusülden...
Tezelden haber gönder ey bülbül o güzele
Gelsin görsün halimi belkide insaf eyler
Şen şarkılar yerini bırakmışken gazele
Gönül onsuz alemi beklemeden terkeyler
Fıstıklar tuzlu, bademler buzluydu
Önce kesilene değin içti suyunu
Sonra fark etmeksizin çarpıldığını
Elektriğini de ısmarladı
Sancılanıp
Gazını da çıkardı aradan
Libasıma bakıpta;
Sanma ki çok şeyim var
Varlık benim değilken
Vazgeçecek neyim var?
Bu nasıl demdir Yarabbi
Cananın nazı yalancı
Güneş zevksiz,gülşen renksiz
Baharı yazı yalancı
Kubbesinde hoş sada yok
Dudağından aşkını yudum yudum içerken
Rüzgar mavi denizin saçlarını tarardı
Sükutun kumsalında kendimizden geçerken
Tenimizden muzdarip kum güneşi arardı
Kalbimizi bırakıp sonsuz dalgalanışa
Çaren bendedir diyerek, yapma ne olur densizlik.
Senin gelmenle bitecek bir şey değil ki sensizlik.
Sevgili Hocama Haktan rahmet hepimize sabır diliyorum...
Mihrabına yüz sürmediğim mabet kalmayacak, kavuşmak için yalvarırken.
Meyhaneciler bıkacak benden, kadehlerde dudak izini ararken.
Ah! bu şarkıların gözü kör olsun diye haykıracağım sokaklarda.
Hüseyni açıldı hicran perdesi
Hüzzam dan hüznüne segahla koştum
Dügah dudakların mahur busesi
Tenimi yakınca rastla buluştum
Bıkınca dosttaki etvarı nazdan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!