Geç olduğu vakit
Ya artık beklediğinin gelme vakti geçmiştir
Ya da senin gitme vaktin gelmiştir
Ve Şaryam, geç oldu
Evin yolunu bilen bir köpek gibidir şu yalnızlık
Kentin en ücra köşesine terk edersin
senden önce sokağına varır
Ben seni seviyorum diye
Kaç çocuk doğacak
Bir anadan
Bir başka anadan
Bir başka
Ben seni seviyorum diye
Görüyorsun ki Şaryam
Üstümüze oturmadı bu koşuşturmalar, bu yaşama hırsı
Belki ölümdür bize yakışacak olan
Belki o da oturmaz
Ölmeden bilemeyiz
Kör saatler oturmuş ağlıyor
Havada koyu bir sessizlik
Hangi duvara çarpsa kan lekesi oluyor
Kitaplar en sağlam omuzdan daha sağlam
Hepsinin boynu bükük
Aralanacak kapıya bakıyor
Betonarmelerden sokaklara çaresizlik akıyor
Sokaklar toprak kokusundan mahrum günbegün daralıyor
Gri taşlarla mücadeleyi ziftle kaybediyor filizler
Bir koşuşturmadır ki
Adımlar kurulu saat gibi işliyor
Hangi ayak kalksa peşinden gölgesini sürüklüyor
Beni sağlığımda bilen biri anlatıyor:
Bir sabah uyanmışım
Gelmiş seni rutubetli odanda bulamamışım
Masanın üstünde yarım kalmış çayın
Aceleyle çıkmış dönecekmişsin
Geri dönmemek aklının ucundan geçmemiş
Şu kirli kalabalığın yanından geçip gitmekti
Gözlerini hatırlamak
Her yokuştan sonra elbet düze çıkmak
Nefes nefese şükretmek
Artan suç oranlarına misillemeydi
...
Hesaplarıma göre kaç gün var
Aynı çukura bilmem kaçıncı kez düşmeme
Aşk öyle uğruna ölünecek şey değil
Yaşamak için de fazla müsait değil
Şu hayatta önceliklerimiz olmalı
Hele olmazsa kısmet der geçeriz
Sahip çık gözlerine
Yitirdik güzel olan çoğu şeyi
Şimdi ben çirkin
Sen çirkin
Dünyamız çirkin
Gözlerin ilk günkü gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!