Buralarda insanlar haklı olmak için bağırırlar
Tahtta Escobar ünü
Tacirlik baronluk krallık
İç açıları yüz sekseni bulan mason teşkilatların ürünüdür
Bir ideolojinin uç noktaları ateşli savunucular bulur
Bir kedi göz ucuyla suçludur
Bir ömür düşleyeceğim
Yasak kelimelerle örülmüş cümlelerle
Tüm kelimeler seni gösterse de
Kimse çözemeyecek
Bir insanın ne kadar sevilebileceğini
Sonra bir kazıda bulacaklar sayfalarca seni
Sen olan yanımdan mı bahsedeceğim şimdi
Sen olmayan yanım varmış gibi...
Sevgilim,
Sen şimdi sevgilim olduğunu bilmezsin
Ve ben seni nasıl seviyorum
Hasretin bulaşmadığı havayı solumak için
Pencereyi açarcasına
Bahçe kapısında büyüyorsun
Tek bir nüshasını dahi bulamayacaklar
Sevdamın
Mümkünatı imkânsızlığında yatar
Sana ait bir çift göze daha rastlamamın...
Nicedir yüzün görmem, kafamın içinde sesin girift, ne işe yaradığını bilmediğim hafızam lakayt. Vayyy benim kof sevinçlerim! Kof olsa da mübremdir sürekliliği; mübremdir seni görmek, işitmek. İç geçiren bir lokomotifim, sarfınazarından beri. Tevekkeli der durursun, ucu bucağı yok ummanlarda küreklere asılmama. Bereket versin kalifiyeliyim boğulmakta. Gerekli havayı pencerelerden tedarik ederim. Zaten dolu bir nefes nasıl alınır bilmem. Çocukken çok kaybettim bu yüzden; tek nefesle en derine kim dalarsa... Ben hep yarım nefes daldım. Bir seni gördüğümde ciğerlerime hava dolduğunu duyarım. Şu kısacık boğulmaları, şu ayak takımı çırpınışları saymazsak, ömrümce seni aramışım. Meğer uygun şartlarda ben de galip gelebilirmişim. Uygun şartlarda derin bir nefes aldıp şiir ısmarladım. Vayyy benim harfendaz yârim! Ölmeden beni yıka istedim. Sözlerin teneşirin kirli yüzü.
Çok olmasa da eskidendi. İnsanların ruhlarını kaybetmedikleri zamanlarda, bir adam bir kadına şiir ısmarlar sevda olurdu. Kadın bilirdi, şiir ısmarlayan adam güzel severdi. Elbette sadece şiir ısmarlamak yetmezdi. Kadın şiirden de anlardı, her dizeye meyletmezdi. Prensler beyaz atlı değildi fakat sevdalar masalsıydı, kimi destansı. Mendiller, aynalar, mektuplar mihenkti. Ayna ayna, söyle ona, yoktur ondan güzeli bu dünyada. Böyle derindi. Kavuşsak iyiydi, kavuşmasak Allah kerimdi; kimi delirirdi, kimi velileşirdi, kimi şairleşirdi, kiminin dili bir ömür kilitlenirdi. Yani sevda olurdu. Sevda dediğinin ağrısı olurdu, sızısı olurdu. Kutsaldı, saygısızlığa gelemezdi. Sevdalanmış denirdi. Nasıl dolu bir kelime değil mi? Sevda! Şimdilerde lügat da adileşti.
Sokağa atın kendinizi
Sevişmeyi yasaklıyorum
Güneş varsa ısının
Yağmur varsa ıslanın
Rüzgâr varsa karşınıza alın
Kuşları alıyorum
Güneş görmüyor hiçbir yerimiz
Kararıyoruz
Lehte ve aleyhte ne varsa üzerimize yıkılmış
Durmadan eziliyoruz
Karanlıklar aksini iddia ediyor durmadan
Durmadan yaşadığımızı öne sürüyor gündüzler
Kırbaç darbesi olup iniyorsun
Çıplak bedenime
Mecalsizliğin ifadesi
Kısık gözlerle
Gayrı son istek
Ha gayret yüzüne tükürmektir
Tanrım!
Adem'den bu yana
Kaç ağaçtan kaç meyve çaldım
Hepsi de yasaklı
Hepsi de birbirinden güzel
Bağışla Tanrım




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!