Dönüyor devasa rüzgârgülleri,
Kulağımda sanki ıslık sesi var.
Aşarım dağ-tepe, bayır-çölleri,
Bu aşığın söyle, başka nesi var?
Gül hasretiyle yanan sinesi var.
Şehrinde meltemler esmiyor,
Gürültüyle zonkluyor şakakların.
Ağrılarını tabletler kesmiyor,
Sevdadan binasip sokakların;
Şehrinde meltemler esmiyor.
Nerelerde, nasıl diye sorarsan?
Yılmadım, yıkılmadım, yaşıyorum.
Bulamazsın belki bir gün ararsan,
Sol yanımda sevgini taşıyorum,
Henüz ölmedim gülüm, yaşıyorum.
Hasreti heybene yükleyip benden giderken,
Sızladıkça yandım, yandıkça sızlattın beni.
Kimseye duyurmadım yavaş yavaş erirken,
Gizledikçe andım, andıkça gizledim seni;
Asla vazgeçmeden, bıkmadan özledim seni.
I
Şair Ağlamaz
Ayaklarına paslı prangalar çekilse;
Küskün ırmak gibi akar, yüreğini dağlamaz.
Menekşe yerine, yollarına kaktüsler dikilse;
Volga seni beslemezse, yavaş yavaş kurursun;
Ellerin böğründe, asude mi durursun?
Bakü’nün sahiline, yitik aşklar vurursun.
Mevsimsiz ayrılığın mezarını kazarım;
Sen de benim gibi yaralı mısın Hazar’ım?
Yıllar alnına çizgiler çekse de,
Bakan gözler hâlâ aynı duruyor.
Şakrak sesin biraz titrek çıksa da,
Şirin sözler hâlâ aynı duruyor.
Köhne mahzenlere saklandı hüzün,
Yıllar oldu kaybettirdin izini,
Affeder mi acep gönül üzeni?
Kalmadı bak hayatımın düzeni,
Neredesin nerde, gözleri kara?
Sinemde duruyor, açtığın yara.
Ciğerlerime dolan temiz nefestin,
Cam kırığı ile, damarımı kestin.
Sensiz hicran, hayatımın her günü,
Izdırap gülşenimin son sürgünü;
Sen kaldın gülüm, sen kaldın.
Gönlünün kepenklerini arala,
Halini, hatrını sormaya geldim.
Gamı unut, hayalleri sırala,
Yaraları bir bir sarmaya geldim.
Sil gözyaşlarını, neşelen biraz!
GÜZEL DERİN BİR ANLATIMINIZ VAR..GÖRMEYEN GÖZLERİNİZ AMA YÜREĞİNİZİN GÖRDÜĞÜNÜ MISRALARA DÖKEBİLİYORSUNUZ TEBRİKLER..