Bağlar kurudu, bahçeler sarardı,
Yağmur çiseledi, hava karardı,
Bedenim yoruldu, saçlar ağardı;
Her hazan büyütür bir intizarı,
Toprak sarı, yaprak sarı, dal sarı…
Kıyılarına ulaşmadan mahsur kaldım.
Bir yudum aşk için çözmüştüm,
Sevda gemilerinin halatlarını.
Sonu olmayan sefere mi saldım?
Esip giderken zaman, sol yanım
Onulmaz yaralarla acıyor canım.
Ceylan gözlerin, gecenin alacasına yeter;
Ay, gözlerinin mahzun alyansına gizlenir.
Nazenin teninde misk-i amber tüter,
Ilgıt ılgıt esen seherde, yar gözlenir;
Metruk bir handa, yokluğun ölümden beter.
Hazan vurmuş güllere döndüm sensiz,
Maddenin sığ sularında boğuldum;
Nefsime köle olmaktan yoruldum.
Günlerim ziyasız, gözlerim fersiz,
Hazan vurmuş güllere döndüm sensiz.
Alnımdan öpüyor alevi temmuzun,
Elimde bir demet gül, bekliyorum.
Gölge kısa, ömür kısa, yol uzun,
Yalnızlığıma bir tutam kül ekliyorum.
Yaşmağı kaldır da görünsün yüzün,
Tansiyonu yüksek karelerimde,
Titrek nefesimde sen varsın.
Ritmini bulmak için çırpınan,
Nabız atışlarımda sen varsın.
Sen ki, kekik kokulu dağların gülü,
Debdebeli şehirler değildir yerin.
Kardeşine katmerli zulüm, sende sessizlik,
Nerde ey din kardeşim, yoksa ölmüş mü vicdan?
Nedir bu gaflet, nedir bu deruni hissizlik?
Şu kara günler de geçer, sıyrıl su-i zandan;
Vicdan be ey kardeşim, ne olur biraz vicdan!
Rüzgâr ıslık çalıyor, dışarısı zemheri,
Tepelere kar, aklıma nazlı yar düşüyor.
Beyaz bir ipek gibi sarmalamış tüm şehri,
Sokakta çocuklar, saçakta kuşlar üşüyor.
Derin bir sessizlik çökmüş sıcak hanelere,
Yüreğinin sevgiyle yüklü,
Kıpır kıpır olduğunun
Farkındayım…
Güneşe hasret bir gül gibi,
Sevilmeye ihtiyacın olduğunun
Farkındayım…
Bilemezsin gözlerim neden ufka takılı,
Yüzüm gülse de yüreğime kaç ok çakılı,
Gemilerime ayrılık bayrağı çekili;
Gitmezsem devleşir içimde gizlenen sancı,
Gidiyorum bu kentten, elveda sana hancı!
GÜZEL DERİN BİR ANLATIMINIZ VAR..GÖRMEYEN GÖZLERİNİZ AMA YÜREĞİNİZİN GÖRDÜĞÜNÜ MISRALARA DÖKEBİLİYORSUNUZ TEBRİKLER..