Madalyon gibi sol yanında taşı,
Gittiğin topraklara beni de götür.
Sensin ruhumun sevda aşı,
Dindir gözümden kanlı yaşı,
Muştulu şafaklara beni de götür.
Koşturmakla dünyanın işi bitmez,
Gel otur, karşılıklı çay içelim!
Bağbozumu gözlerle bakman yetmez,
Muhabbetle kendimizden geçelim!
Derbeder hülyalarımın son gülü,
Sızı taze tutar gül yarasını,
Sessiz çığlıklarla oyalar gece.
Mesafeler engel değildir bence,
Açamaz iki gönül arasını.
Yürekten sevenler ayrılır mı hiç?
Dağ olur üzerimize devrilir acılar,
Yaşamak yaralanmaktır, içten kanamaktır.
Çığ gibi çoğalır bedende yivli sancılar,
Sevmek, bir gül uğruna bir ömür adamaktır.
Gözlerin değil mi şiir yazdıran?
Gizemidir şehir şehir gezdiren.
Gözbebeklerinde dünyalar saklı,
Güneş gibi alev alev, revnaklı.
Etraftan silinir, kaybolur renkler,
Uçuşur kadifeden kelebekler;
Sükût sükût iner, kar beyaz beyaz
Her tanede görevlidir melekler,
Kaybolur lekeler, kir beyaz beyaz.
Buğday çürüdükten sonra büyürmüş başak;
Demir harda dövülmezse, şekil alır mı?
Yalnızlığın renginden eğirdim kuşak;
Gönül darda sürünmezse, felâh kalır mı?
Buğday çürüdükten sonra büyürmüş başak.
Işık yılı kadar uzakta olan kayıp gülüm!
Nasır bağlamış dertlerle seni bekliyorum.
Gümüş kanatlı kuğulardan mahrumdur gölüm,
Dümeni bozulmuş gemi gibi tekliyorum.
Gittiğin yerlerden dönmeyip hep kalır mısın?
Ruhumdan bu yangını al desem, alır mısın?
Susmuşsam, efkârımı şarkılar dillendirir,
Kahır üfler ney, yangınımı alevlendirir.
Şimşek olur gökleri yırtar sessiz melalim,
Vefasız Leyla darağacında sallandırır.
Göç vermiş harabe köy kadar kalmaz mecalim.
Arala perdeyi, yollarıma bak,
Sevdanın şamdanlarını yak!
Gün çekilince şehrin üzerinden,
Denizler, dağlar aşacağım.
Biriktirdiğim özlem şiirleriyle,
GÜZEL DERİN BİR ANLATIMINIZ VAR..GÖRMEYEN GÖZLERİNİZ AMA YÜREĞİNİZİN GÖRDÜĞÜNÜ MISRALARA DÖKEBİLİYORSUNUZ TEBRİKLER..